Tecelli'den Abuzittin'e Mektuplar

Abuzittincim,
Bilader, memleket canlı bomba dolmuş haberimiz yok. Ankara'daki faciayla irkilirken Cumhurbaşkanı'mızdan, Genelkurmay Başkanı'mıza kadar (Tabii Başbakan da dahil) peşpeşe gelen açıklamalardan şaşkına döndüm. Demek, her taraf canlı bomba.. Ve üstelik büyük şehirlerde, her an, başka bombalar da patlayabilirmiş. Burası Irak mı kardeşim? Senin şimdilerde nasıl tedirginlik içinde olduğunu tahmin edebiliyorum.
Evet, "çok büyüklerimiz"in sık sık ifade ettikleri gibi "Biz büyük bir milletiz. Teröristlere haddini bildirmesini biliriz!" ama, "karşından gelen adam 10 kilo A4 mü yüklü?.. Tam yanımdan geçerken kendini patlatır mı patlatmaz mı?" endişesiyle yaşamak da her babayiğidin harcı değil yani.
Bu arada Antalya Valisi'nin TV'de söyledikleri de acayibime gitti. "Vatandaşlarımız teyakkuz halinde olsunlar" diyor..
Diyor da nasıl olacan? Hani şehirlerarası yollarda trafik levhaları vardır "Dikkat kaya düşebilir" diye. Sen 90100 gidiyorsun, sağ yamaçta birbiri üzerinde iğreti duran koca koca kayalar. Kafanı kaldırıp kayalara mı bakacan, yola mı bakacan, hangisi?
Diyelim bu sırada da kaya tepene iniverdi! N'apabilirsin Abuzittincim? Daha doğrusu senin yapacağın yok ama devletin yapacağı var.. Ya yolla kayalık arasında daha geniş bi mesafe bırakıp, set çekmek ya da birçok ülkede uygulandığı gibi, taşları çelik kafeslerin altına hapsetmek. Çare bu!
Meseleye, Antalya Valisi'nin gözüyle bakacak olursan, şehirlerde kalabalık yerlere "Dikkat canlı bomba çıkabilir!" diye uyarı levhaları koymak da terörü önlemek için bi çare sayılabilir.
Elbette bizler, daha dikkatli, daha şüpheci olmalıyız. Ama iş vatandaşın teyakkuzuyla bitmez Abuzittincim. Bu iş esas, istihbarat işi. Son büyük cinayetlerdeki istihbarat zaaflarını hatırla.(Güven Akkuş da dahil!) Acaba terörle ilgili istihbaratta durum ne? MİT'in istihbaratı var, Başbakanlığın var, Dışişleri Bakanlığı'nın, Jandarma'nın, Genelkurmay'ın, Emniyet Genel Müdürlüğü'nün ayrı ayrı istihbaratları var.. Sahil Koruma'nın da kendi istihbaratı var.
Bunlar vatandaş olarak benim bildiğim istihbarat örgütleri. Bi de bilemediklerimizi düşün.. Ama esas merak ettiğim bütün bu istihbarat birimleri koordine çalışabiliyorlar mı?
Umarım ki öyledir. Yoksa iş "vatandaşın teyakkuzuyla" çözüleceğe hiç benzemiyor. Zaten vatandaş da birbirini "yemekle" meşgul.
Emniyet'in açıklamasını okudun mu? Asayiş olayları geçen yıldan bu yana yüzde 61 artmış. Jandarma hariç, polis bölgesinde 800 bine yakın olay olmuş ki şehirlerin varoşlarıyla köy ve kasabaları da kattın mıydı bu rahat milyonu aşar! Ne demek biliyor musun? Her hafta, en az 20 bin vatandaş ya öldürülüyor, ya ırzına geçiliyor, ya darba uğruyor, ya soyuluyor, ya yaralanıyor ya da teröre hedef oluyor demek.. Genel durum buyken, masum vatandaşlardan çok "başkalarının" teyakkuz halinde olması gerekmez mi kardeşim?
Münasip yerlerinden öperim, Abuzittincim.
Kardeşin Güneş.