kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 27 Mayıs 2007, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Günaydın 
YÜKSEL AYTUĞ

Mithat Bereket üçlük attı!

BRAVO Mithat Bereket'e... Ünlü televizyoncunun pusulası yine şaşmadı ve bizlere Türk Televizyon Tarihi'nin en görkemli spor belgesellerinden birini armağan etti. CNN Türk'te perşembe gecesi yayınlanan ve Efes Pilsen Basketbol Takımı'nın 30 yıllık tarihini anlatan 4 bölümlük belgeselin ilk bölümünü büyük bir keyifle izledim. O Efes Pilsen ki, Eczacıbaşı'nın potalardaki hükümdarlığına son vermiş, ülkemize ilk Avrupa Kupası'nı getirmiş, onlarca milli basketbolcuyu bünyesinde yetiştirmiş, basketbolda üç büyüklerin dışında "fanatik" taraftar grubunu oluşturmuş ve ismi, "logosundaki ürünün" önüne geçmiş ilk müessese kulübüydü. Ekranda Tuncay Özilhan, Pano Natof, Faruk Akagün, Rıza Erverdi, Çetin Çeki, Emir Turam ve Aytek Gürkan konuşurken, benim de 25 yıllık anılarım canlanıverdi. 80'li yılların başıydı. Gazeteciliğe Türk Haberler Ajansı'nda basketbol muhabiri olarak başlamıştım. Yeni ismi Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre Merkezi olan, eski adıyla Spor Sergi Sarayı'nda ikamet ediyordum adeta. Sabahları Bayanlar Ligi ve İkinci Lig maçlarıyla mesaime başlıyor, bazen gece 23.00'e kadar uzayan Profesyonel Basketbol 1. Ligi maçlarını yazıyordum. Bir yanımda Esat Yılmaer, diğer yanımda Avni Başoğlu, arka sırada Mehmet Baturalp... "Scout" denilen maç istatistikleri şimdiki gibi bilgisayar ekranından önümüze düşmezdi. Aramızda görev bölümü yapardık. Hürriyet'ten Esat top kayıplarını tutardı, Tercüman'dan Avni sayı ve assistleri, ben de top çalma ve oyuncu değişikliklerini... Maç sonunda elimizdeki bilgileri birleştirir, scout tablosuna dönüştürürdük... Sosyete Tribünü vardı mesela Spor Sergi'de... Sevgililer el ele maç izlerdi. Ben maç sonunda ajansa tüm bilgileri ankesörlü telefonda bildirirdim. Her maç için en az 5 jeton harcayarak... Arkamda telefon sırası bekleyenler homurdanırdı... Nerede cep telefonu, bilgisayar?.. Fotoğrafı mı soruyorsunuz? Özellikle resim altı yazmadım ki, merak edin diye... Hayatındaki ikinci röportajını yapan bir tıfıl spor muhabiri için, yaşayan efsane Erman Kunter'den manşetlik bir cümle kapmak, Pulitzer Ödülü almakla eş anlamlıydı. Yıl: 1982... Yer: Spor Sergi Sarayı... Erman Kunter'in karşısında ezik büzük duran muhabirin adı: Yüksel Aytuğ...