PERŞEMBE akşamı tenis maçı izler gibi bir Kurtlar Vadisi'ne bir Sağır Oda'ya döndüm... Hani nasıl söylesem, bir ona bir diğerine yetişeyim derken aptal oldum. Kurtlar Vadisi'nde Bulut'un Mercedes'i zırhlıydı. Bizim tayfa, arabaya kurşun yağdırıyordu. Kaportada bir sıyrık, bir cam çatlağı da olmaz mı yahu? Bu nasıl bir zırh ise bizim devlet protokolüne de lâzım aynısından... Her iki dizide de kurşunlar vızıldadı, adamlar öldürüldü, yaralandı. Evler, araçlar tarandı, insanlar kaçırıldı... Bir tane de polis göremedik ortalıkta... Kovboy filmlerinde bile arada şerif görürdük. Bunlarda o da yok!.. Sağır Oda'da Aras Dağlı, derin Amerika'nın temsilcisi Hayalet'in alnının ortasına mermiyi sıkarken, Kerkük'teki patlamalarda ölen çocukların intikamını alıyordu. Bunu "flash back" adı verilen geri dönüşlü görüntülerden anladık. Zaten bu haftaki bölümün neredeyse üçte biri flash back tekrarlarla şişirilmişti. Bu bölümü izleyenler, Sağır Oda'yla ilgili hiçbir önemli görüntüyü atlamamış oldular!.. En ilginç diyalog ise yine Sağır Oda'dan çıktı. Oğuz Bey ile derin ABD taşeronu Hayalet laf yarıştırıyordu. Hayalet, Zülfü Livaneli'nin geçen hafta Vatan'da yazdığı ve büyük yankı uyandıran makaleye atıfta bulunarak dedi ki, "404 tane nükleer bomba kayboldu. 400 tanesi Rusya'dan, 4 tanesi bizden. Eğer Türkiye-Suriye-İran bloğu oluşursa bu, Üçüncü Dünya Savaşı'na yol açar. Hem de nükleer bir savaşa!.. Bu bombaların El Kaide'nin elinde olduğunu sanıyoruz." Oğuz Bey, araya girdi. "El Kaide'de mi dedin? Yani derin Amerika'nın elinde öyle mi? Bakalım bu 404'ü oranızdan (burası bip'lendi) nasıl çıkartacaksınız?" Velhasıl, memlekette insanlar ölüyor, askerler şehit oluyor. Millet derin devlet dizilerinde "derin derin" iç çekiyor!..
Bugünkü Tüm Yazıları
Derin derin iç çekerken...
Yayın tarihi: 27 Mayıs 2007, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/05/27/gny/haber,058AB9F9B4EF424F9CCB875F1F80D7A5.html
Tüm hakları saklıdır.