kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 23 Mayıs 2007, Çarşamba
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
MUHARREM SARIKAYA

'Tek seçici Erdoğan...'

AK Parti yönetiminin, milletvekili aday listelerinin açıklanacağı tarihe kadar 13 saat çalıştırma kararı aldığı Meclis'te herkes hesap yapıyor.
Bir köşede bakanlar ve milletvekilleri, kaç partinin barajı aşacağını, kaç milletvekili çıkaracağını hesaplıyor.
Meclis'i doldurmuş aday adayları da umudunu mevcut milletvekillerine bağlamış, "alt sıralardan bir yerden beni aday yaptır" diye koşuşturuyor.
Gelen taleplerden bıkmış bir milletvekilinin şu sözü ise AK Parti'deki durumu anlatmaya yetiyor:
"İlacım olsa, kelime sürerim..."
Bu sözün ne kadar gerçekçi olduğu, önceki akşam gerçekleşen AK Parti Merkez Yürütme Kurulu'nda (MYK) alınan karara bakıldığında daha iyi anlaşılıyor...

Tek belirleyici
Erdoğan'ın dün MYK'ya getirip onay aldığı karara göre milletvekili aday listesi üç aşamalı belirlenecek.
İlk aşamada, 10 alt komisyon mevcut milletvekili haricindeki adaylar arasında eleme yapacak.
Orta komisyon, 10 alt komisyona başkanlık edenlerin 5'i arasından oluşacak; mevcut milletvekilleri ile aday adayları arasında kombinasyon sağlayacak.
Aday adayları içinde milletvekillerinden daha iyi isimler varsa onları ön sıraya çıkaracak.
Üst komisyon ise kesin kararı verecek merci olacak.
Burada dikkat çekici olan üst komisyonun yapısı.
Üst komisyonda Genel Başkan Erdoğan ile birlikte, Genel Başkan Vekili Mir Dengir Fırat, Teşkilat Başkanı Hayati Yazıcı, Genel Sekreter İdris Naim Şahin, Seçim İşleri Başkanı Necati Çetinkaya ile iki Grup Başkanvekili yer alacak.
Partinin etkin isminin dün söylediği şu cümle ise daha önemli:
"Aldığımız karar gereği bu kişilerin dışında herhangi bir kişi listelere etki yapamayacak..."
Sözün anlamı açık; "Tek belirleyici Erdoğan olacak..."
Bugüne kadar önemli konularda partinin karar alma sürecinde etkin olmuş, "abiler, kardeşler, arkadaşlar" olmayacak.

Merkeze yolculuk
Amaç da belli, "parti vitrin profilinin merkeze yolculuğunu" tamamlamak...
Partide 2005'den sonra öne çıkan ve sıkıntıya yol açan, "algı vitrinini" değiştirmek.
Son günlerde siyasi partilerde moda haline gelen, popüler isimler ile tamamlanabilir mi?
AK Parti'nin buradaki başarısı, geçmişte kapı kapı dolaşıp partiyi iktidara taşımış muhafazakar kadrolarının, "popüler" veya "merkez"
isimlerle sağlayabileceği uyuma bağlı.
Çünkü, listenin büyük bölümünün geçmişte aynı yolda yürümemiş popüler isimlere verilmesi halinde, seçimde çalıştırılacak kadroların nasıl bir tepki vereceğini kestirmek zor.
2002'deki gibi ilk sıraya vitrin isimlerin konulması, gerisinin birlikte yola çıkılanlarla doldurulması halinde de merkeze ulaşmak güç...
Partinin etkin ismine göre, yaşanan sıkıntılardan sonra Erdoğan bu konudaki kararından geri adım atma niyetinde değil.
Nedenini de kendisi açıkladı:
"Ekonomik ve sosyal politikalarımızda başarılı olduk. Ancak algılanmada başarılı olamadık. Çünkü, bir bakanın veya vekilin tek cümlesi, eylemi, tavrı başarıyı bir saniyede bitirdi..."
Son cümleyi de yine kendisi koydu:
"Mutfağın rengi, modeli değişecek; algılama sorunu bitecek..."
Peki, algılama sorununu yaratan bakan ve milletvekilleri miydi?
Soruma, "susma hakkını kullanıyorum" yanıtını vermekle yetindi.