Hayatım tenis

Sony Ericsson WTA Tour İstanbul Cup 2007 uluslararası bayanlar tenis turnuvasının 1 numaralı seribaşı Maria Sharapova ile konakladığı Crown Plaza Oteli'nde konuştuk. İşte, basın toplantısında kendisini sene başından beri zorlayan omzundaki sakatlığının geçtiğini belirten Rus tenisçi ile yaptığımız röportaj:

* Kendi hayatınızla ilgili önemli bilgiler, ipuçları veren bir internet siteniz var. Bu, ünlü insanlarda pek alışık olmadığımız bir çalışma. Bu fikre nereden kapıldınız? Bu site hayran sayınızın artmasını sağladı mı? Bu yolla hayranlarım benim hakkında daha çok ve gerçek bilgi sahibi oluyor. Beni ve gerçek dünyamı daha iyi tanıyor. Normalde beni sadece kortta tenis oynarken izliyorlar, korttan ve basın toplantılarından fotoğraflarımı görüyorlar. Ama bu site sayesinde benim hayatımın başka yönleri de olduğunu, sadece tenis oynayıp yemek yiyip uyuyan biri olmadığımı öğreniyorlar. Hayatım bir sır perdesi ardında değil. Ben de sıradan insanların yaptığı şeylerden keyif alıyorum. Sakatlığım nedeniyle son 6-7 hafta tenis oynayamadım, bayağı düşünme fırsatı buldum. Kariyerimin bana neler getirdiğini, tenisin bana neler sağladığını... O zaman da hayranlarım için böyle bir şey yapmamın ne kadar iyi olduğunu da bir kez daha anladım.

* Tenis dışında da çok faalsiniz. Maxim Dergisi sizi üst üste dört yıl "Yılın en sıcak kadın sporcusu" seçti. Forbes, "En çok kazanan bayan sporcu" olarak sizi gösterdi. Vogue'un Mart sayısında "En iyi giyinen 10 yeni yüz" arasındaydınız. Ayrıca tasarımcısınız. Bunlar içinde en çok hangi Maria'yı seviyorsunuz? Hepsini. Evet hepsini çok seviyorum. Tenis bana çok şey verdi kariyerimde. Ama bir yandan da başka uğraşılarım var. Müzik, sinema hepsiyle ilgileniyorum. Çünkü tenis kariyerim bittiğinde ellerimin boş kalmasını istemiyorum. Ama tenisin bana bugünkü her şeyi sağladığını da unutmuyorum. Tenis olmadan o modacı tarafım da olmazdı, işkadını tarafım da. Her şeyimi o kortlara borçluyum. Bunun için de korta çıktığımda yapabileceğimin en iyisini yapmak zorundayım. Hep daha iyi olmalıyım.

* Hangisi daha zor? Sporcu olmak mı, işkadını olmak mı? Spor çok fedakarlık istiyor. Çok çalışıyorsunuz. Antrenmanlarda büyük çaba harcıyorsunuz. Kazandınız mı çok güzel, müthiş bir duygu, ama ya kazanamazsanız... Çünkü bütün çabalarınız, fedakarlıklar, hepsi kazanmak için yapılıyor. Kazanamayınca da büyük hayal kırıklığı oluyor.