DSP'nin duygusal (!) sorunları

1 hafta 10 gün önce:
DSP CHP'ye "kur yapıyordu..."
Deniz Baykal "umursamıyordu."
DSP "birlik, beraberlik" diyordu.
Deniz bey:
- Partiyi kapatın, öyle gelin.
"Kamuoyuna" gelince...
Kamuoyu "Deniz beyi eleştiriyordu."

Deniz Baykal "meydanlara kulak verdi."
"Bütün koşulları" kaldırdı:
- Partinizi kapatmasanız da olur... Yeter ki gelin.
Ama bu defa da "DSP' ye bir şeyler oluverdi."
DSP "kendini kasıverdi."
"Bu böyle sürerse" ne olacağını söyleyelim:
Kamuoyu "Deniz beye alkış tutacak."
"DSP'yi eleştirecek."

CHP ile kucaklaşmaya bu kadar hevesli DSP'de "son dakika" neler oldu?
Ve neler oluyor?
Söyleyelim:
DSP'nin Parti Meclisi'nde 60 üye var.
60'ı da "milletvekili olmak istiyor."
Ayrıca Parti Meclisi üyesi olmayıp da "partide ağırlığı olanlar" var.
Onlar da "istiyorlar."
"İsteyenlerin" sayısı 100'ü geçiyor.
Deniz bey verse verse 100'ün "beşte birini verir..." Veya birkaç fazlasını.
İşte "sorunun kaynağı."
Sorun "duygusal (!)"
Sorun "ben milletvekili olmayacaksam bu birliktelik de olmasın."

"Bir sorun daha" var. O da "durumdan vazife çıkarmak" meselesi.
Şöyle özetleyelim:
- Bu boşlukta DSP' nin genel başkanlığına ben gelivereyim... Zeki Sezer' in koltuğuna ben oturuvereyim.
DSP genel başkanlığı koltuğu "çok mu önemli" diyecek olursanız...
Yanıtı yine "duygusal."
Partinin kasası "ağzına kadar dolu da..."