Müzik dünyasında yaşanan tartışmalara bir bakar mısınız? Prodüktörler çıkıyor, "Türk toplumundan özür dilerim. Bu şarkıcının sesi yoktu. Onun yerine başkasının sesini kullanarak kayıt yaptık" diyor. Bir sanatçı, "Satış rakamlarına göre verilen ödülleri umursamıyorum. Çünkü hiçbiri gerçeği yansıtmıyor" diye konuşuyor. Bir başkası, "Yıllar önce aldığın ödül senin hakkın değildi. Ama benim sayemde aldın" diyerek itirafta bulunuyor. Eee, arkası gelecek mi? Geçenlerde televizyon programımıza konuk olan genç bir şarkıcı, müzik dünyasındaki çekememezlikleri, savaşları anlatırken, "Bir radyo programına katılan bir şarkıcı, benim posterimi görünce çok sinirlenmiş ve posterimi yırtmış" demişti. Şimdi anlayabiliyorum o posterin neden yırtıldığını... Ortada bir pasta var çünkü. Dilimler bölündükçe birileri hırslanıyor. Herkes en büyük dilimi kendine istiyor. Yeni birinin gelmesi dilimin küçülmesi demek. Aslında her şey güç ve para için. Ekstralardan kazanılacak 10-30 bin dolarlardan, onlardan elde edilecek yüzde 10-20'lik menajerlik haklarından vazgeçmek kolay mı? Dayayın sahte şöhretleri, verin sahte ödülleri, sistem tıkır tıkır işlesin! Müzik mi? Sanat mı? Koca bir yalan... Patronlar da, şarkıcılar da hepsi sanatsal yarışta değil, parasal yarışta bir adım öne geçmek için savaşıyor.
Bugünkü Tüm Yazıları
Müzik dinleyicisi kime inansın?
Yayın tarihi: 11 Mayıs 2007, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/05/11/gny/haber,B6A4D56A2A324F5EA5268AAD5A87D994.html
Tüm hakları saklıdır.