Ankara fırtınası

Böylesi hiç olmamıştı... "İlginç bir seçim süreci" yaşıyoruz... Zira "koşulları özel." Ayrıca "Cumhurbaşkanlığı seçiminin gölgesinde."
Ve de Anayasa Mahkemesi "iteklemesiyle."
Ayrıca...
"Duvarların yıkıldığı" bir seçim.
"Uzlaşmaz" denilenler uzlaşıyorlar.
"Uzlaşır" sanılanlar birbirlerinden uzaklaşıyorlar.

Pazartesi gecesi Karadeniz Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık'ın telefonu çaldı.
Arayan Erkan Mumcu'ydu.
Yarım saat geçti geçmedi, telefon yine çaldı.
Arayan Mehmet Ağar'dı.
İkisi de "3 dönemdir seçim kazanan ANAP'lı Posbıyık'a" aynı şeyi söylediler:
- İstifa et... Seni aday yapacağız.

Dün "istifa fırtınası" yaşandı.
Hem Ankara'da "üst bürokraside."
Hem de "diğer illerde."
Kimini "bizzat lider" aradı:
İstifa et, sana Meclis'te ihtiyacım olacak.
Kimi de "kendiliğinden istifa etti."

Kiminin arzusu "siyaset yoluyla ülkeye hizmet."
Kiminin hesabı "dokunulmazlık gömleği giymek."
Kiminin hesabı da:
- Şimdi müdürüm... Adaylık için başvurayım... Aday olur da seçilirsem ne ala... Aday yapılmazsam bile göreve geri dönerim... Partim iktidardaysa genel müdürlük isterim.

Yaşar Okuyan önceki gün İstanbul'da Mesut Yılmaz'la konuştu.
"Uzun konuşmayı" özetleyecek olursak...
Mesut bey, Okuyan'a "Demokrat Parti hareketi içinde olup olmayacağını" sordu.
Hür Parti Genel Başkanı Okuyan'ın tavrı "hayır."

Yaşar Okuyan "MHP doğumlu."
Başbuğ Türkeş'in "kader arkadaşı."
Sonra ANAP'lı oldu. Mesut Yılmaz'ın "bakanıydı."
Ve ardından "DYP'ye geçti."
Gelelim bugüne...
Okuyan 22 Temmuz seçimine "hangi şemsiyenin altında" girecek? CHP şemsiyesinin.

Siyaset "eski siyaset değil."
Ne sol eski sol, ne sağ eski sağ.
Ne taban eski taban, ne merkez eski merkez.
Deniz Baykal'ın "Cumhuriyet için birlik... Sağ sol demeden beraberlik" sözlerini iyi çözmek gerek.

CHP-DSP "buluşması" çok önemli.
Ve bu buluşma "öteki kilitleri" de açacak.
Eğer CHP-DSP birlikteliği olmasaydı, Deniz beyin kapıyı "daha da aralaması" zorlaşacaktı.
Ama şimdi kolay.
Artık geniş kapıdan "Yaşar Okuyan da girebilir."
"Genç Parti" de.
Yarın Deniz bey telefonu çevirir ve Mehmet Ali Bayar'a "bekliyorum" derse kimse şaşırmasın.
"Çok kişi" Baykal'a "telkinde" bulunuyor:
- Efendim Mümtaz Soysal'ı da çağırsanız... Efendim Mehmet Moğultay'ı, Ercan Karakaş'ı da arasanız... Efendim Sadettin Tantan'ı da davet etseniz.

Çok seçim yaşadık ama...
"Bu defa" farklı olacak.
Ve gördüğümüz kadarıyla "maç faullü oynanacak."
Zira "taraftar" gergin, "takımlar" sinirli.