kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 3 Mayıs 2007, Perşembe
Son Dakika
ARAYIN
atv
Kanal 1
ABC
Emre Altuğ geçtiğimiz günlerde sevgilisi Çağla Şikel’le ilk kez el ele görüntülendi. İkili Çeşme’de yaptıkları tatil sırasında kameralara yakalandı.

Bu albümde büyümüş bir Emre Altuğ görüyorum!

Yeni albümü bu ayın ikinci yarısında piyasaya çıkacak olan Emre Altuğ: Büyüyememekten çok korkuyordum ama bu albümde büyümüş bir Emre Altuğ gördüm. Bu albümün tamamı benim son iki buçuk yılımı anlatıyor..
Yaptığı her albümle kitleleri peşinden sürüklüyor, listeleri zorluyor Emre Altuğ... 19 Mayıs'ta raflarda yerini alacak olan yeni albümü ile kendini özgürce ortaya koyduğunu ve büyümüş bir Emre gördüğünü söyleyen yakışıklı şarkıcı, bu albümün diğerlerine nazaran çok daha anlamlı olduğunu söylüyor: "Öncekilerde bestelerimi yapıyordum. Bu kez hem prodüktörlüğünü hem de sanat ve müzik yönetmenliğini yaptım. İlk defa benden çıkmış bir albüm oldu!" Albümde sayısız duygunun bir arada bulunduğunu belirten ve "2.5 yıldır yaşadıklarımın bu albüme oluk oluk aktığını gördüm. Bu şarkıları yapmaya başladıktan sonra müzik yapacak enerjiyle yüklendim!" diyen Altuğ, Marie Claire dergisinde albümü ve özel yaşamıyla ilgili merak edilenlere cevap verdi:

Yeni albümünden beklentisi ne?
Sanat hayatım boyunca ilk defa bir albümün hem prodüktörlüğünü hem de sanat ve müzik yönetmenliğini yapıyorum. İlk defa benden çıkmış bir albüm olacak. Bu sefer aranjmanları Mustafa Ceceli yaptı. Daha öncekilerde ben bestelerimi yapıyordum. Müzik direktörü de İskender Paydaş'tı. Sonra İskerder'le aranje ediyorduk ama ben ona fazla müdahale etmiyordum. Bu yüzden bu albüm benim için diğerlerine nazaran daha özel. Tüm parçaların kendine has bir anlatımı olduğunu ve anlatmak istediğim her şeyi doğru bir şekilde anlatabildiğimi gördüm.

Albümün sound'u nasıl?
Bir albümümde ilk defa bu kadar az keman var. Biri bir tık daha alaturka ama hiçbir zaman tam alaturka yaylılar değil. Alaturkayı minimumda kullandım. Neredeyse çoğu parçada sadece ritm olarak var alaturka... Müziğim biraz daha sertleşti. Çok fazla elektronik gitar kullandım ama her koşulda bir pop-rock albümü diyebilirim.

Bu albümde yazdığı şarkı sözleri onu anlatıyor mu?
Bunlar her gün benim yaşadığım duygular olmayabilir, etrafımda yaşanmış hikayeleri anlatmış olabilirim. Kaldı ki oyunculuk okumuşum, hayal gücüm de çok geniş, dolayısıyla kafamdan da uydurmuş olabilirim. Mesela 'İbret-i Alem' öyle bir parçadır. Bütün parçaların sizin yaşadığınız bir hikayeyi anlattığı da çok olur. Mühim olan hayal etsen de o hikayeyle ilgili ne düşündüğün, nasıl hissettiğindir.

Bu albüm için nelerden beslendi?
2.5 yıldır yaşadıklarımın bu albüme oluk oluk aktığını gördüm. Bundan da çok mutluyum, beni rahatlattı. Bu albüme başlamadan önce, yani daha hiçbir şey üretmeden kendimi çok yorgun hissediyordum. O yorgunluk içimde biriktirdiklerimdenmiş. İçimdekiler ortaya akarken bir yandan da müzik yapacak enerjiyle yüklendim.

Şöhret, duygularını yaşama şeklini değiştiriyor mu?
Hayır hiç kimse duygusunu değiştiremez. Estetik ameliyat değil ki bu! Kaçmak o duyguyu çözümsüz haliyle içinizde taşıtır ve bir gün içeriden yaralar. Benim de içimde kaçtığım duygular oldu ama mümkün olduğunca yapmamaya çalışıyorum.

Yalnızlık yaşıyor mu?
Zaman zaman... Ama yalnızlık çok sık yaşadığım bir şey değil. Allah'tan çok yakın dostlarım var. Ama tabii ki yalnız kaldığım ve sıkıldığım olabiliyor. Bazen de yalnızlık beni üretime sürükleyebiliyor. Yalnızlık duygusu şöhret hayatında enteresan yaşanılan bir duygu. Çok klişe ama 'kalabalıklar arasında yalnızım' aslında. Çünkü ister istemez herkesin gözü sizde ve bu sizi strese sokuyor. Ama işimi yapıyorsam da herkesin gözünün üzerimde olmasını istiyorum.

Çapkınlık için ne düşünüyor?
Erkek için elinin kiri! (Gülüyor) Böyle bir düşünce var ama ben çapkın olduğumu düşünmüyorum. Bu benim geliştirdiğim bir savunma mekanizması mı, yalan mı söylüyorum insanlara diye çok düşündüm. Değil... Çapkınlık için mesai harcamak, çaba sarf etmek gerekiyor. Ben o mesaiyi harcamıyorum. Tabii ki özgür olduğum dönemlerde ben de bir haltlar karıştırıyordum... Ama tabii ki aşk, hayatımın vazgeçilmezi olmayınca hayattan sıkılmaya başlıyorum. Fazla arayış içinde olduğunda da adın çıkıyor.

Sadakate inanıyor mu?
Tabii ki, her mantıklı insan inanır ama engelleyemiyoruz; insanlar birbirini aldatıyor. Kadın da, erkek de yapıyor. Kadınlar aldatılan, erkek aldatan diye bir şey yok. Duygusal boyutuna geçiyorum; bunu karşı tarafın bilmesi çok doğru değil çünkü bu karşı tarafta çok büyük bir travma ve özgüven sorunu yaratır. Ve o iş oluyorsa kesin korunulması gerekiyor. Bu da işin en duygusuz tarafı.

Aldatma ona göre hangi koşullarda olur?
'A bu kadın da güzelmiş' durumu oluyor ister istemez. Aldatmaya karşıyım ama kimse bana canının çekmediğini söylemesin. Güzel bir adam ya da kadın gördüğünüzde nasıl bir an aklınızdan geçmez ki? Ama o an kendini tutmak, eşine veya sevgiline bağlı olduğunu, sorumluluğunu hatırlamak da bir erdem. Erkek karısıyla kavga ettiyse aldatmaz, mutluysa aldatır. Kadın tersine damarına basıldığı için yapar. Erkeği tutan; erkeklik egosudur. Kadını bırakmaz başkasıyla beraber olur diye. Kadınıma benden sonra birinin dokunacak olması fikri beni de çileden çıkarır!

İlişkilerini nasıl yaşıyor?
Ben evde yaşamayı çok severim; evde iki kişi hayat paylaşmayı... Üç dört yıl evveline kadar ilişkilerimi böyle yaşadım. Ailelerle iyi ilişkiler içindeydim ve beraber yaşamak konusunda hiç sıkıntım olmadı. Dört yıl evveline kadar! Sonra bunu ben engellemeye başladım çünkü doğru karar verebilmemi engellediğini gördüm. Aşık mıyım, seviyor muyum duygusunu anlamadan alışkanlık ortaya çıkıyor. O zamandan beri birlikte yaşamıyorum. Bu kez değer verdiğim kadını özlemeye fırsat kalıyor.

Şu an birine aşık mı?
Aşığım ve bu albümün birçok şarkısı da böyle bir duyguyla yapıldı. Bu albümde büyümüş bir Emre gördüm. Korkuyordum hiç büyüyememekten. Bu albümde yaşadığım duygulardan tutun, onları ifade edişime kadar gördüm ki büyümüşüm.
Haberin fotoğrafları