BU ülkenin darbe terminolojisine pek çok değerli (!) katkıları vardır. Örneğin "post modern darbe", "balans ayarı" ya da "internet üzerinden sanal darbe" gibi... Bu haftasonu spordaki "dijital darbe"ye de tanık olduk. Yayıncı kuruluş Lig TV'nin kameraları, Fenerbahçe Şükrü Saraçoğlu Stadı'na yayının başlamasına bir saat kala alındı. Ekibe her türlü engel çıkartıldı. Öyle ki, tribüne yerleşmek zorunda kalan kameramanlar bir ara gördükleri baskıdan ürküp, kameraları bıraktılar. Sonunda da olan oldu. 8 kameradan 6'sının kablosu kesildi. Günlerdir bu konuda "arıza" çıkartılacağı belliydi. Ama nedense hiçbir güvenlik önlemi alınmadı. Sonunda eziyet gören, ekran başındaki Fenerbahçeliler oldu! Fenerbahçe, Federasyon ve ona bağlı hakemler tarafından mağdur ediliyormuş. Lig TV, Beşiktaş maçından sonra taraflı yayın yapmış. Bunların hepsinin hukuk kuralları içinde çözümü var. Ama kendini kanundan güçlü görenlerin ellerine demir makasını alıp, kamera kablolarını kesmelerinin bir hukuk devletinde hoş görülecek tarafı yok. Bunu yapan ve yaptıranlar mutlaka yasalar önünde hesap vermek zorunda. Aksi halde, yayını beğenmeyen herkes eline makası alıp, haber merkezine, naklen yayın aracına, magazin programı stüdyosuna dalacak. Her canı sıkılan kablo kesmeye kalkarsa, sıra "hayat damarlarımıza" gelecek. Pazar günü Şükrü Saraçoğlu Stadı'nda yaşananların benim lügatımda tek bir tanımı var: Fenerbahçe Cumhuriyeti'nde Dijital Darbe!.. Demokrasi hepimize lâzım. Hem de her alanda...
Yayın tarihi: 1 Mayıs 2007, Salı
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/05/01/gny/haber,8B83A864A72C42ADAA9D4C59C96B0BF3.html
Tüm hakları saklıdır.