kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 21 Nisan 2007, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
atv
Kanal 1
ABC
ERDAL ŞAFAK

Siyasiler ve biz

37 yıllık meslek yaşamımızda gazetelerin "Mutfak" dediğimiz yazı işlerine ve yazarlarına "Objektif" bakan siyasetçiye rastlamadık. Ama bu "Takıntı" hiç günümüzdeki kadar zirve yapmadı.
Kimi yandaşkarşıt listeleri düzenletiyor. Kimi "Boynumuzun eğik olduğunu, özgürce manşet atamadığımızı" söylüyor. Kimi kendilerine ambargo uygulandığını iddia ediyor.
Kervana Cumhurbaşkanı Sezer de katıldı. 7 yıl boyunca "Dördüncü Güç"le ilgisi yalnızca medya-siyaset ilişkileri ve medyada tekelleşmesinin tehlikeleriyle sınırlı kalan Sezer giderayak mutfağa dalıverdi: Yazı işlerinin haberleri çarpıttığını öne sürdü.
Üzüldük ama doğrusu yadırgamadık. Çünkü mesleğin olağan risklerinden biri bu. Üstelik sadece bizde değil.
Örneğin iki gündür Fransa bir siyasetçi ile "Le Monde" arasındaki kavgayı konuşuyor.
Fransa'da yarın cumhurbaşkanı seçiminin ilk turu yapılacak. 12 aday yarışıyor ama 3'ü şanslı: Sağda Nicolas Sarkozy, solda Segolene Royal, merkezde François Bayrou. 2002'de ikinci tura kalan aşırı sağcı JeanMarie Le Pen bu kez dördüncü sırada. En çok oy alan iki aday ikinci turda kozlarını paylaşacak.
Etkinliği nedeniyle tavrı siyasetçiler için "Hayati" önem taşıyan "Le Monde", Genel Yayın Yönetmeni JeanMarie Colombani'nin imzasıyla başyazı yayınladı.
"Demokratik zorunluluk" başlıklı bu yazıda, 2002 seçimlerinin ikinci turunda Fransızlar'ın sağ ile aşırı sağ arasında tercihe zorlandıkları, yani toplum projelerinin değil, rejimin oylandığı hatırlatıldı, bu kez aynı durumla karşılaşılmaması için seçmenlere Sarkozy ve Royal'i ikinci tura bırakmaları çağrısı yapıldı, şöyle denildi:
"Genelde ilk tur seçmek, ikinci tur elemek için yapılır. Bu kez ikinci turda seçmeyi güvenceye almak için ilk turda elemek gerekiyor. Sarkozy ile yarışabilecek ve muktedir bir siyasal güce dayanan tek proje Royal'de." Özetle seçmenlere oylarını Sarkozy ile Royal'de toplamaları telkin edildi. Özellikle de Royal'de.

Siyasilerin genetik refleksi
Sen misin bu telkini yapan! Üçüncü şanslı aday François Bayrou kıyameti kopardı. "Sırtından hançerlendiğini" söyledi, "Bu başyazının iki aday ve onları destekleyen güç odakları arasındaki gizli anlaşmanın somut delili olduğunu" iddia etti, "Finans, medya ve siyaset güç çevreleri adaylığımla paniğe kapıldılar" dedi ve açıkça tehdit etti: "Seçilince günlerini göstereceğim. Colombani ve ona bu yazıyı yazdıranlar umarım mesajı almışlardır."
"Kim onlar" diye sordular gazeteciler: "Devletle işlerinin devamı için düzenin böyle gitmesini isteyenler. JeanLuc Lagardere'den Alain Minc'e kadar herkes..."
Jean-Luc Lagardere, "Le Monde"un büyük ortağı. Silah sanayiinde, sivil havacılıkta (Airbus) önemli yatırımları var ve dünyanın üçüncü iri medya grubuna sahip. Alain Minc ise "Le Monde"un denetim kurulu başkanı, iş ve siyaset dünyasının büyükleriyle içlidışlı olmasıyla tanınıyor.
"Le Monde" Bayrou'nun tehdidini yanıtsız bırakmadı: "Görüşü işinize gelmeyenleri gizli niyetler veya utanç verici hizmetkarlıklar imasıyla karalamak, demokrasiye onur kazandırmaz. Le Monde gibi bir gazeteyi ve yönetimini, hayati önemdeki bir seçimin arefesinde tavrını ortaya koyduğu için güç odaklarının talimatlarına boyun eğmekle suçlamak, sadece yalan değil, vahim bir hakarettir."
Görüyorsunuz; her yerde aynı. Nasırına basılan siyasetçi hemen tehdit, gözdağı silahına sarılıyor. Dedik ya; mesleğimizin olağan riski. Bu riskle yaşamaya alıştık artık.