Kanal D'nin halka arz talebi, ulusal güvenliğe takıldı
'Ulusal güvenliği' gerekçe gösteren Danıştay, RTÜK kararını onayıp Kanal D'nin halka arzını engelledi.
Danıştay, RTÜK'ün "Ulusal güvenlik belgesi ibraz koşulu, halka arzlarda mümkün değildir" kararına karşı çıkan Kanal D'nin itirazını inceledi ve RTÜK'ü haklı buldu. Böylece 2004'te başlayan DTV'nin halka arz planı suya düşmüş oldu.
Doğan'ın Kanal D'yi halka arzı ulusal güvenliğe takıldı
Kanal D'nin sahibi DTV'nin halka açılma planı Danıştay'a takıldı. Danıştay 13. Dairesi ''ulusal güvenlik belgesi ibrazı koşulunun, halka arzlarda mümkün olamayacağı'' için DTV'ye geçit vermeyen RTÜK kararını hukuka uygun buldu.
Doğan Grubu Kanal D'nin halka arzı için çalışmalarına 2004'te başlamıştı ancak izin alma sürecinde peş peşe 'ret' yanıtı ile karşı karşıya kaldı
Doğan Yayın Holding'in Kanal D'nin sahibi DTV Haber ve Görsel Yayıncılık'ı borsada halka açma planı Danıştay'a takıldı. Doğan TV'nin yüzde 25'ini Alman medya grubu Axel Springer'e satan Doğan Yayın, DTV Haber ve Görsel Yayıncılık'i ise halka açmak istiyordu. Danıştay 13. Dairesi, özel bir televizyon kanalının halka arzına, ''ulusal güvenlik belgesi ibrazı koşulunun, halka arz edilen hisseler yönünden mümkün olamayacağı'' için izin vermeyen RTÜK kararını hukuka uygun buldu. 3984 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanun'daki sayılı kanunun 29. maddesi "Bir özel radyo ve televizyon yayın kuruluşunda yabancı sermayenin payı ödenmiş sermayenin yüzde 25'ini geçemez" diyor. Halka arzlar hisselerin bir bölümünün yabancılara satılmasına imkan tanıdığı gibi halka arz ardından yabancıların halka arz edilen tüm hisseleri ele geçirmesi de mümkün bulunuyor. Nitekim bu yolla bir TV kanalının halka arzı yüzde 25'in üzerinde gerçekleştirilirse bu hisselerin yabancılar tarafından toplanması olası doğuyor. Bu da 3984 sayılı konunun ilgili maddesini ihlal etmiş oluyor.
HALKA ARZ 2004'TE BAŞLADI Doğan Yayın Holding, DTV'nin halka arzına 2004 yılında 'start' vermiş, o dönem Kanal D'nin CEO'su Arzuhan Yalçındağ, halka arz sürecini yönetecek yatırım bankaları ve aracı kuruluş yöneticileri ile bir protokol imzalamıştı. Bu sürecin ardından ilgili kurumlardan izin alınması gerekiyordu. Ancak geçen sürede ilgili kurumlar Kanal D'nin halka arzına bir bir 'Hayır' yanıtını verdiler. Önce DTV Haber ve Görsel Yayıncılık A.Ş'nin, ortaklık paylarını halka arz etme yönündeki başvurusu, Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) İzin ve Tahsisler Dairesi Başkanlığınca reddedildi. DTV, RTÜK'ün bu işleminin iptali istemiyle
İdare Mahkemesinde dava açtı. Ankara 1. İdare Mahkemesi, davayı reddetti. DTV Haber ve Görsel Yayıncılık A.Ş, Ankara 1. İdare Mahkemesi'nin 21 Aralık 2005 tarihli kararının, Avrupa'nın önde gelen TV kanallarının hisse senetlerinin borsada işlem gördüğü, yönetiminde yer almayan ortaklardan ''ulusal güvenlik belgesi'' istenilmesinin uygulamada hiç bir faydası olmadığını ileri sürerek bozulması istemiyle Danıştay'a başvurdu. AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, Danıştay 13. Dairesi, bozma istemini yerinde görmeyerek, yerel mahkeme kararını onadı. ANKARA 1. İdare Mahkemesi'nin gerekçesinde, televizyonun şirketteki paylarının halka arzı için izin verilmesi yönündeki talebinin, RTÜK'ün kararı doğrultusunda, 3984 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanun'daki sayılı kanunun 29. maddesinde ve ilgili yönetmeliklerde yer alan sınırlamalara uygunluğunun halka arz edilen hisseler yönünden ne ölçüde sağlanabileceği konusunda Sermaye Piyasası Kurulu ile İstanbul Menkul Kıymatler Borsası'ndan görüş istendiği belirtildi.
İDARE MAHKEMESİ NE DEDİ? Görüşlerin değerlendirilmesi sonucunda, RTÜK'ün, 3984 sayılı kanundaki sınırlamalara uygunluğunun, borsada kontrolünün mümkün olamayacağı, ortaklarda aranan "ulusal güvenlik belgesi'' ibrazı koşulunun halka arz edilen hisseler yönünden mümkün olamayacağı sonucuna varıldığı ve bu nedenlerle televizyonun talebini reddettiği kaydedildi. Gerekçede, görsel ve işitsel basının sahip olduğu toplumu etkileme gücünün büyüklüğünün, kamu yararının korunması yönünden bir takım yasaklar içeren kurallar konulmasını, söz konusu gücün kötüye kullanılmasının engellenmesini zorunlu kıldığı vurgulandı. İdare Mahkemesinin gerekçesinde, kanunun, basın özgürlüğünün amacı ve niteliğine uygun biçimde kullanımını sağlamak üzere radyo ve televizyon yayıncılığı alanında anonim şirket niteliğinde kurulan ancak kuruluş ve işletilmesi anonim şirketten farklı kendine özgü bir tüzel kişilik oluşumunu öngördüğü belirtildi. İdare Mahkemesi davalı RTÜK'ün işleminde hukuka aykırılık görmedi. Danıştay 13. Dairesi, Ankara 1. İdare Mahkemesi'nin bu gerekçelerine katılarak kararı onadı.