Borcun milli gelire oranı % 60.7 ile, Maastrich kriterine yaklaştı
Bakan Babacan 2002'de % 93 olan borç stokunun milli gelire oranının 2006'da % 60.7'ye gerilediğini açıkladı. Böylece AB'nin % 60 olan Maastrich kriterini tutturmaya çok az kaldı.
Devlet Bakanı Ali Babacan, büyük şehirlerdeki gasp, kapkaç gibi asayiş sorunlarını ekonomiye değil etik nedenlere bağladı. Babacan, kur rejiminin tartışılmasını öneren Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener'e ise üstü örtülü gönderme yaparak, "Planla çelişen konuşmalar son derece sakıncalı. Bu, istikrarla ilgili soru işaretleri oluşturur" dedi. Babacan, "2006 Yıl Sonu Makro Ekonomik Gelişmeler ve Kamu Borç Stokuna İlişkin Değerlendirme" toplantısında şu mesajı verdi:
* Borçlar AB sınavını geçti: AB tanımlı borç stokunun Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYİH) temelinde 2002'de yüzde 93 iken bu oran, 2006'da yüzde 60.7'ye geriledi. AB'nin temel kuralı olan Maastrich kriteri olan yüzde 60'a çok yaklaşıldı. Euro bölgesindeki ortalama kamu borç stoku yüzde 70,8.
* Dalgalı kur devam edecek: Serbest kur rejimi değişmeyecek. Kur, piyasada belirlenecek. 7 yıllık planın 3'üncü ayının sonunda dokumanın içeriğiyle ilgili yeni fikirler konuşmaya başlarsak, tabii bu güvenin yitirilmesi demektir. Bu istikrarla ilgili soru işaretleri oluşturur.
* Sorun ahlaki: Suçun ve güvenliğin refahla, ekonomik gelişmelerle herhangi bağlantısını görmüyorum. Problem bir etik, ahlaki problemdir. Problemin kaynağı ekonomik gerekçeler değildir. Son 4 yılda ekonomik gerekçeleri ortadan kaldırdık.
* Kişi başına milli gelir arttı: Fert başına düşen milli gelir 2002 yılında 2 bin 598, 2005'te 5 bin 8 dolar iken 2006'da 5 bin 477 dolara çıktı. Satın alma gücü paritesine göre fert başına düşen hasılanın ise 2006 yılında 9 bin dolara yaklaşması bekleniyor.
* Fakirlik azalıyor: Günlük 1 doların altında gelire sahip olanların oranı Hindistan'da yüzde 31, Çin'de ise yüzde 13 seviyesinde. Kişi başına geliri Türkiye'den yüksek olan Meksika ve Brezilya'da bu oran yüzde 8. Türkiye'de ise yüzde 0.01. Bu da yaklaşık 10 bin kişiye karşılık geliyor.
* Zenginler kaybetti: 2002-2005'te kümülatif enflasyon yüzde 39.4 iken nüfusun en düşük yüzde 5'lik diliminde yüzde 60 nominal gelir artışı oldu. Reel anlamda gerileyen tek kesim ise en zengin yüzde 5'lik kesim.
* Refah analizi: 2006'da özel nihai tüketim harcamaları reel olarak yüzde 5.2 arttı. Emekli, memur maaşlarındaki artış, asgari ücretteki artış, enflasyonun üzerinde. Gelir arttıkça harcama kapıları da açılıyor.
* Gelir dağılımı düzeldi: Gelir dağılımı göstergesi olarak alınan gini katsayısı 2002-2005 döneminde yüzde 0.44'ten yüzde 0.38'e geriledi. Bu değer ne kadar 0'a yakınsa gelir dağılımı o kadar düzgün demektir. Türkiye'nin büyüme trendi, toplumun çok geniş tabanına yayılmış bir refahı da getirdi.
* Özel yatırım rekoru: 2002 yılında 20.6 milyar dolar yatırım yapan özel sektör, geçen yılı 66.9 milyar dolar yatırımla kapattı. 96.3 milyar YTL'lik yatırım, Türkiye Cumhuriyeti tarihindeki rekor.