|
|
|
|
|
|
Maça çıkar gibi takım kurup diyet yapın
"Diyet yapmak takım oyunu gerektirir" diyen ünlü kalp cerrahı Prof. Öz, ekliyor: Siz oyun kurucu, doktorunuz antrenör olabilir. Ama sizin için hücum yapacak, sizi yüreklendirecek bir takım olmadan oyunu kazanamazsınız. Çok sayıda taraftarınız olmalı ve gerektiğinde şekerleme kasesini elinizden çekip almalı!.
ABD'de yaşayan Kolombiya Üniversitesi Kalp Cerrahı Prof. Dr. Mehmet Öz, 'SİZ Diyettesiniz' adlı kitabında yer alan akıllı diyetin formülünü anlattı:
* Yalnızca egzersizle ya da yalnızca diyet yaparak kilo verilebilir mi? Egzersiz yapmadan kilo verdiğinizde, hem kas hem de yağ kaybedersiniz; ama egzersiz yapmadan kilo aldığınızda, sadece yağ alırsınız. Yağ ağırlığı kazanmak, kas ağırlığı kazanmaktan daha kolay. Diyet programlarının başarısız olmasının nedeni de bu. Sürekli olarak kilo alıp verdiğinizde, kilo verdiğiniz her seferinde yağ ile birlikte kaslar da gittiği için bir dahaki sefere yağ oranınız daha yüksek olur.
* Diyet yapan kişiye destek olunmalı mı? Yoksa kendi haline mi bırakılmalı? Rakiplerle dolu bir stadyuma karşı tek başınıza oynadığınızı düşünmekten vazgeçmek zorundasınız. Bel ölçüsü kontrolünde takımınızda oyun kurucusu olmanız gerekebilir ama sizin için hücum yapacak, siz iyi giderken takdir ve teşvik edecek, iyi gitmediğinizde sizi yüreklendirecek bir takım olmadan oyunu kazanamazsınız. Başlangıç takımınızda doktor ya da bir beslenme uzmanı veya bir kişisel antrenör bulunmalı. Kesinlikle ama kesinlikle çok sayıda taraftarınız yani aileniz ve dostlarınız sizi teşvik etmeli, desteklemeli ve gerektiğinde şekerleme kasesini elinizden çekip almalı.
* Diyete başlama sebebi mutsuzluk ve suçluluk duygusu mu? Şişmansanız; genetik yapınızı ya da başka bir şeyi suçlarsınız. Artık bu suçlamaları bir kenara atacağız ve aşırı kilo sorununu açıklamak için tıbbi kanıtlardan yararlanacağız. Diyet yapmanın suçluluktan kaynaklanmasını istemiyoruz; bilime dayalı bir sistem olmasını istiyoruz. Bizim amacımız; sizi fazla santimleri atacağınız, aşırı kilolu olmaktan kaynaklanan riskleri geride bırakacağınız ve bunu yapmaya çalışmanın getirdiği suçluluk duygusundan kurtulacağınız bir noktaya getirmek.
* Aç kalarak kilo vermek mümkün mü? Akıllıca yemek için amacınız; asla aç olmamak ve asla diyet krizine girmemek olmalı. Açlığınızı kontrol altında tutmak için, yağı göbeğinize doğrudan gönderen aceleci davranışlardan uzak durun.
* Tek öğün yemek, hızlı kilo verdirir mi? Müslümanlar oruç tuttukları ramazan ayında, sadece güneş battıktan sonra yemek yedikleri için bütün kalorilerini gece tüketmek zorunda kalırlar. Kilo vermeleri gerekmez mi? Ama tersi oluyor. Bütün gece çalışan stajyer doktorlar üzerinde yapılan bir araştırmaya göre; 2000 kalorilik ihtiyaçlarını tek bir öğünde karşılayanlar, bu kalori alımını üç öğüne bölenlere oranla daha fazla kilo alıyor. Neden mi? Çünkü günde tek öğün yiyenler vücutlarını açlık durumuna soktukları için, vücutları yağı yakmak yerine depolamayı tercih ediyor.
KAŞIKLARINIZI SAYMAYIN! * Diyetteyken kaçamak yapılabilir mi? Kontrolsüz eylemler, davranışlar ve duygular, günlük yaşamın parçası. Diyet programlarının yan etkileri olduğu düşüncesi yerine; beslenme planlarının olumlu etkileri olduğunu anlamalısınız. Arada bir kaçamak şeyler yiyeceksiniz. Bir tane size zarar vermezken, kötü alışkanlık kazanmanıza da neden olabilir. Bu yüzden, bel ölçüsü kontrolü olasılık planları geliştirirken kendinize hata yapma hakkı verin. Ama sonra tekrar doğru yola dönün. Bel ölçünüze zararlı yiyecekler yediğinizde, nasıl dönüşler yapabileceğinizi öğrenin.
* Diyet yemekler psikolojiyi bozar mı? Doğru beslenmenin kendinizi kötü hissettirmemesi gerekir. Diyet; size kendinizi güçlü hissettirmeli, enerjinizi artırmalı, daha iyi ve daha sağlıklı yaşamanızı sağlamalı, bir rock konserinde en ön sıraya yerleşmiş bir müzik tutkunundan daha çok eğlenmenize fırsat vermeli. Ne yediğiniz hakkında endişelenmemeli, kaşıklarınızı saymamalısınız. Belinizden santimler erirken sırıtmalı ve lipit profiliniz düzelirken kahkahalar atmalısınız.
* Obez insanlar ile ince insanlar arasındaki tek fark yağ mı? Hayır, tek fark yağ hücresi sayısı değil, bu hücrelerin büyüklüğüdür. Şişmanladıkça daha fazla yağ hücresi üretmezsiniz; ergenlik çağında yağ hücresi sayınız neyse, sabit kalır. Tek fark, daha fazla yağ depoladıkça, her hücre içindeki yağ globüllerinin büyümesi. Kaslar da aynı şekilde çalışır. Daha fazla kas hücresi üretmezsiniz; sadece kas hücreleriniz genişler.
'KÖTÜ YİYECEK' DİYE BİR ŞEY VARDIR! * Eskiden insanlar hem daha sağlıklıydı hem de obez değildi. Şimdiki beslenme ile o zamanki beslenme arasında ne gibi farklılıklar var? Erken dönemlerde beslenme düzeni meyvelerden, kuru yemişlerden, sebzelerden, köklerden ve yabani etlerden oluşuyordu. Atalarımız şekeri meyveden alıyordu. Yemek bulmak çok zahmetliydi ve dolayısıyla, avlanmanın ve yiyecek toplamanın getirdiği fiziksel faaliyetler sayesinde tükettiklerinden daha fazla kalori yakıyorlardı. Şeker ve tuz ender bulunduğu için atalarımız çoğunlukla tahıl, sebze ve etle besleniyordu. Et sayesinde protein, vitamin, mineral ve yağ asidi ihtiyaçlarını karşılıyor, böylelikle daha uzun boylu oluyor, daha büyük beyinler geliştiriyorlardı. Meyvede bulunan basit şeker ile glikoz ve bitkilerdeki karmaşık karbonhidratlar ise büyüyüp güçlenmelerini ve enerji kazanmalarını sağlıyordu. Yiyecekler daima tazeydi. Diğer bir fark, atalarımızın yediği etin bugün bildiğimiz ete benzememesiydi. Onların yediği etlerde yağ oranı düşük, protein oranı yüksekti; bizim yediğimiz etler ise genellikle daha besili olsun diye mısırla beslenmiş sığırlardan geliyor. Sonuç olarak atalarımız bir şey yakaladıkları veya ekinleri biçebildikleri zaman yemek yiyebiliyorlar, dolayısıyla aşırı kilo sorunuyla karşılaşmıyorlardı.
* Kötü yiyecek diye bir şey var mı? Fast food restoran sahipleri, iyi ya da kötü yeyecek diye bir şeyin olmadığını söylüyorlar; 'asıl önemlisi iyi ya da kötü olan değil ne kadar yediğinizdir' diyorlar. Aynı şeye inanan çok sayıda beslenme uzmanı, doktor ve yiyecek üreticisi de var. Ama araştırma sonuçlarımız bizi bu görüşe katılmamaya yönlendirdi. Güzel, iyi ve sağlıklı yiyecekler sizi doyurur, kilo alıp vermelerden kurtulmanıza yardımcı olur. Besin değerleri yüksektir ve sizi gençleştirir. Kötü yiyecekler ise size kendinizi daha aç ve tembel hissettirir, kilo alıp vermelerinizi bir kısır döngüye çevirir. Besin değerleri çok düşüktür ve sizi yaşlandırır. Bize göre kötü yiyecekler ziyan getirir. İyi yiyecekler ise bel ölçüsü kontolünü kolaylaştırır, çünkü doyum duygunuzu artırırlar. Biz bu yiyeceklere 'genç yiyecekler' diyoruz.
|
|
|
|
|
|
|
|
|