Sayın, kelle...
Dedi mi? Demedi mi? Göbeğimiz bağlı olmadığına göre... Karnımızdan konuşmayalım.
CHP Lideri sayın Deniz Baykal'ın "isteyene ses kaydını vereyim, dinlesin" dediği, malum radyo konuşmasındaki kritik cümleler aynen şöyle...
Bir yerinde, "şimdi buradan ben sayın Öcalan'ın durumuna gelmek istiyorum" diyor... Bir yerinde de, "sayın Öcalan düşüncelerinin değil, şu anda almış olduğu kellelerin hesabını veriyor" diyor.
Ama ne deniyor? "Demedi" deniyor.
Bazı tarafsız (!) gazeteci arkadaşlar ise, duy da inanma diyemiyor, çok önemli değil, abartmayalım demeye getiriyor. E soralım o halde... Mesela Bush, ikiz kulelerden bahsederken, "sayın Bin Ladin" dese... Üzerinde durmaz mı kimse? Veya, bombayla metroda can veren kurbanlar için "kelle" dese Tony Blair... Rencide olmaz mı İngiltere?
Oralara gitmeye de gerek yok aslında. Yaşadık örneğini... Eski başbakanlardan Tansu Çiller, bir basın toplantısında, ağzından kaçırdı, "sayın Öcalan" deyiverdi... Ama daha cümlesini bitirmeden, devirdiği çamın farkına vardı ve anında "sehven söyledim, bizim ağzımıza yakışmaz tabii ki" dedi. Düzeltti yani vaziyeti. Düzelttiği için de "milletten özür dile" diyen olmadı... Savcılığa suç duyurusunda falan bulunulmadı. Bu değil midir normali?
Madem çok kibarız... "Pardon" demek niye bu kadar zor?
|