|
|
 |
 |
 |
|
 |
|
Rusya lideri Putin'in bir yıl içinde en sık konuştuğu liderleri sıralayan Rus basını ilk 10'da Erdoğan'ın olduğunu yazdı. İlk sırada ise Bush yer alıyor.
Rusya'nın en popüler haftalık siyasi haber dergisi Vlast, Rusya lideri Vladimir Putin'in son bir yıllık dönemdeki siyasi performansını derleyen geniş bir haber yayımladı. Haberin içinde özellikle Putin'in sık sık aradığı diğer ülke liderlerinin listesi dikkat çekti. 9 Mart 2006-13 Mart 2007 döneminde Putin'in en çok konuştuğu liderleri birden 10'a kadar sıralayan dergi, en çok aranan liderin ABD Başkanı George W. Bush olduğunu yazdı. Putin tarafından toplam 8 kez arandığını belirtti. Putin'in özel telefonuyla bir yıl boyunca en çok arananlar listesinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da bulunuyor. Rusya lideri tarafından 4 kez aranan Erdoğan, Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac ve İsrail Başbakanı Ehud Olmert'le birlikte listede 10'uncu sırada yer aldı. Dergi Bush'un ardından Putin tarafından en çok aranan liderin Rusya ile bir dönem gerginlik yaşayan Kırgızistan Devlet Başkanı Kurmanbek Bakıyev olduğunu belirtti.
'PUTİN İLE ARAMIZ İYİ'
İki lider arasındaki iyi ilişkiler geçen yıl yaşanan krizlerde birbirlerine verdikleri destekle de ortaya çıkıyor. 2006 yılına enerji kriziyle damgasını vuran Rusya ile olası bir krizin söz konusu olup olmadığı hakkındaki sorulara Başbakan Erdoğan, yaşanan doğalgaz krizinin Türkiye'yi etkilemesinin söz konusu olmadığını söyleyerek cevap vermişti. Erdoğan, "Putin'le aramız iyi, bizim herhangi bir sıkıntımız olmaz" demişti. Erdoğan, "Putin'le aramız çok gelişmeler başka ülkeleri etkilese bile bizi etkilemez. Doğalgaz sıkıntımız olmaz" diye konuşmuştu. Erdoğan, geçen yıl aralık ayında Putin ile AB ilişkileri hakkında görüşmüştü.
AB DESTEĞİ VERDİ
Yaklaşık 45 dakika süren görüşmede, Türkiye-AB ilişkileri ile ilgili son gelişmelerin ele alındığı belirtilmişti. Erdoğan- Putin görüşmesinde iki liderin de Kıbrıs sorununun asıl çözüm yerinin BM olduğu yönündeki görüşleri teyit ettikleri kaydedilmişti. Putin'in Türkiye'nin AB konusunda attığı son adımı, "iyi bir adım'' olarak değerlendirmişti.
|
|
|
|
|
|
|
|
 |
|
|
|
