Adam koskoca Amerika'yı dolandırdı abla!
Son günlerin ortak sorusu: Kime oy vereceğiz? Milletvekilleri Köşk'le uğraşırken bizim aklımız başka yerlerde... Her kafadan bir ses çıkıyor. Hepimiz akşam sofralarında memleketi kurtarmaya çalışıyoruz. İstanbul'da AKP'liler ya da AKP'den olmayanlar diye iki ayrı grup var. AKP'liler belli. Peki ya olmayanlar? Onlar kime oy verecek? Geçenlerde bir restoranda yan masanın siyaset tartışmasına kulak kabarttım. Masadaki kadınların çoğu "Mutlaka CHP!" diye ısrar ediyordu. "Asla Baykal' a oy vermem" diyen kocalarına kızıyorlardı. "Nasıl vermezsin? Bunlarla başa çıkacak bir tek parti var o da CHP." Bunlar dedikleri AKP'liler. Erkeklerin çoğunluğu ise "Ağar barajı geçer mi" sorusunun cevabını bulmakla daha çok ilgiliydi. Dönüp dolaşıp aynı yerde takılıp kalıyorlardı: "Zaten DYP kıl payı baraj altında kaldı. Yeni lider oy kaybetmedi ya!" Peki ya MHP? Söylendiği kadar büyük patlama yapacak mı, yoksa Hrant Dink olayından sonra milliyetçilik biraz oy mu kaybetti? Kimsenin parti programları, vaat edilenler, projelerle ilgilendiği yok! Varsa yoksa lider. Vaat edilenler demişken... Uzan dalgasına ne demeli? Lütfen küçümsemeyelim, yanlış yaparız. Ülkede hâlâ birileri Cem Uzan'ın beyaz gömleği kadar ak siyasetine inanıyor ya! Helal olsun (!) diyorum. Kim mi? Örneğin, taksi şoförleri, gazetenin önündeki simitçi, sitenin bahçıvanı, Beşiktaş İskelesi'ndeki seyyar satıcılar, Kapalıçarşı esnafının bir bölümü ciddi ciddi Uzan tartışması yapıyor. Mazot 1 YTL olacakmış. "Buna inanıyor olamazsın" diye isyan ettim simitçiye. "Abla öyle deme, adam koskoca Amerika' yı dolandırdı. Kolay iş mi" diye cevap verdi. İyi mi, buradan buyurun. Uzun lafın kısası birilerine oy vereceğiz ama nedeni belirsiz! Ortada heyecanlanacak ne yeni bir girişim ne de söylem var! Cumhurbaşkanlığı tartışmalarına gelince... Piyanist Fazıl Say, "Şeriat gelirse alır kızımı yurtdışına giderim" demişti. Say'a dışarıda en çok sorulan soru "Köşk'e kim çıkacak" sorusuymuş. "Cevabı bende değil" diyor gülerek. Ardından ekliyor: "Başbakan' ı da eşini de tanıyorum, gayet makul insanlar. Emine Erdoğan parlayan gözlere sahip. Sevgi saçan bir insan. Ama köşkte türban midemde sancı yaratıyor. Olmasa daha iyi." En dürüst cümleyi yine Fazıl Say söyledi. Ne dersiniz?
|