|
|
Türkler'in tarihinden kesitler
Bütün dünyayı dolaştıktan sonra Sakıp Sabancı Müzesi'ne gelen 'Cengiz Han ve Mirasçıları' sergisini, acaba 'Hepimiz Türküz' sloganlarıyla sokaklarda dolaşanlar da merak edip görecek mi?
Orta Asya, Türk ırkının ana yurdudur. İlk kez Hiongnu- Hun'ların tarih sahnesine çıktıkları MÖ 4. yüzyıldan başlayarak çeşitli Türk kavimleri, Orta Asya steplerinde cirit atmışlar, temelde göçebe bir yaşam sürmüşler, öncelikle savaşmışlar ama araya giren uzun barış yıllarında ürettikleri değişik kültürel eserleri de günümüze miras bırakmışlardır. Kök Türk (Göktürk) Devleti'nden Büyük Moğol İmparatorluğu'nu oluşturan Türk kavimlerine kadar çeşitli dönemlerden gelen eserler, bugün kimi Moğol müzelerinin yanı sıra dünya müzelerini de süslemektedir: Paris'ten Berlin'e, Londra'dan bizim Topkapı veya Türkİslam Eserleri Müzesi'ne dek... İşte Sakıp Sabancı Müzesi'nde son açılan 'Cengiz Han ve Mirasçıları' sergisi, bu uzun, uzak, şanlı ve biraz unutulmuş geçmişe ışık tutuyor. Tarihin ilk büyük organize devletlerinden biri olan ve Cengiz Han döneminde zirveye çıkarak, inanılmaz genişlikte topraklara hükmeden Moğol İmparatorluğu'nun kuruluşunun 800. yıldönümünde, bu sergi dünyayı dolaşmış. Şimdi İstanbul'da bizim müzelerden gelen eserlerin de eklenmesiyle, daha da zenginleşmiş olarak sunuluyor. Son derece çağdaş bir sergileme, yazılı veya sesli bol bilgi, örnek bir estetik ve ışıklandırma içinde... Orta Asya'da Moğol varlığıyla karışmış Türk varlığını çok ilginç parçalarla sunan sergide, Bilge Kağan veya Kül Tigin yazıtlarındaki 14. yüzyıl öncesi Türkçesinin temelde çok değişmediği görülüyor. O taş, maden, ahşap veya gümüş işçilikleri, silahlar, tuğlar veya kumaşlar şaşırtacak kadar güzel. Sergi, gördüğüm kadarıyla ilgi çekiyor. Ama şunu gerçekten merak ediyorum: Milliyetçiliğin hızla yükseldiği şu günlerde, dillerinden Türk ve Türkçülük lafını hiç düşürmeyenler, statlardan sokaklara 'Hepimiz Türküz, hepimiz Mustafa Kemal'iz!' diye yerli-yersiz pankart açanlar, acaba bu sergiyi izlediler mi, izlemeye niyetleri var mı? Yoksa asıl müşterisi yine bizim gibi aşırılıkta gözü olmayanlar mı olacak? Eğer bir düşünceye, hatta bir slogana sarılıyorsak, o konuda daha çok bilgilenmemiz, inanç ve ideolojileri bilgi temeline oturtmamız gerekmez mi? İşte son dönemin Türkçülük sloganı meraklılarına, bu konuda bir şeyler öğrenmek için eşsiz bir fırsat. Umarım değerlendirirler.
|