|
|
|
|
|
Cunta içinde cunta
|
|
27 Mayıs 1960 darbesini yapan küçük rütbeli subaylar başlarına geçecek bir 'abi'ye, bir 'baba'ya ihtiyaç duymuşlardı. Ve buldular: Kara Kuvvetleri Komutanıyken erken emekli edilen 'Aga' lakaplı Cemal Gürsel. 'Cemal Aga' İzmir'den apar topar Ankara'ya getirilerek darbenin başına geçirildi. Önce 38 subaydan oluşan Milli Birlik Komitesi (MBK) belirlendi. Org. Gürsel komitenin başkanı olurken, hem başbakan, hem de cumhurbaşkanı yetkileriyle donatıldı. Ancak fikir ayrılıkları baş göstermişti. En kısa sürede seçime gitmek yerine, "hazır gelmişken uzunca bir süre iktidarda kalalım, ülkeye çağ attıralım" diye düşünen Alpaslan Türkeş ve arkadaşları (onlara "14'ler" deniyordu ve CHP karşıtı olarak tanınıyorlardı) Kasım 1960'ta yönetimden uzaklaştırılarak yurtdışı görevlere "sürüldü". Aralık 1960'ta kurulan İstanbul merkezli 'Silahlı Kuvvetler Birliği' (SKB) adlı cunta ise çok daha dişliydi. Bu cuntanın başında 1'inci Ordu ve İstanbul Sıkıyönetim Komutanı Org. Cemal Tural, Korgeneral. Refik Tulga Tuğgeneral Faruk Güventürk, Harp Akademileri Komutanı Tuğgeneral Faruk Gürler, gibi simalar vardı. Cuntanın Ankara ayağını Harp Okulu Komutanı Kurmay Albay Talat Aydemir oluşturuyordu. SKB cuntası bir süre sonra MBK'ne kafa tutmaya başladı. Ültimatomlarıyla Gürsel'e ve Genelkurmay Başkanı Cevdet Sunay'a geri adım attırıyorlardı! SKB cuntasının en önemli eylemi "21 Ekim Protokolü" ydü. Çeşitli rütbelerden 38 subay, seçimleri saymadıklarını, partileri kapatacaklarını, MBK'ni feshedeceklerini ilan ettiler. Ancak pazarlıklar ve İsmet İnönü'nün devreye girmesiyle birlikte cunta teskin edildi. Parti başkanlarını toplayan Cemal Aga, "komutanların huzurunda" şu maddeleri kabul ettirdi: "1) Gürsel cumhurbaşkanı seçilecek. 2) Ordudan atılan 5 bin kadar subay ve astsubay (Eminsu: Emekli İnkılap Subayları) geri alınmayacak. 3) Yassıada mahkumları affedilmeyecek. 4) 147'ler üniversiteye dönmeyecek." Bunun da adı "Çankaya Protokolü" oldu!
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|