|
|
|
|
|
|
Roman çiçekçiler gözlük bile taksam beni tanıyor!
24 Mart'ta perdesini açmaya hazırlanan 'Romantika' adlı müzikli güldürünün başrol oyuncusu Melek Baykal, yıllardan beri Romanlar'la iç içe yaşadığını söyledi: Nişantaşı'ndaki çiçekçiler beni görünce arkamdan 'Pembe' diye sesleniyor!.
Melek Baykal, Zeki Alasya, Çağla Şikel ve Özgür Çevik'in rol aldığı 'Romantika' adlı müzikli oyun, 24 Mart Cumartesi gecesinden itibaren Türker İnanoğlu Maslak Show Center'da sahnelenecek. 'Cennet Mahallesi' dizisinden esinlenilerek sahneye koyulan 'Romantika'nın başrol oyuncularından Melek Baykal, "Seyirciyle aramızdaki beyaz camın kalkmasından dolayı büyük bir heyecan duyuyorum" diyor. Yaklaşık 3 yıldır Roman kültürüyle iç içe yaşayan Melek Baykal, onları şöyle tanımlıyor: "Romanlar, acılarını neşeye ve sevince dönüştüren bir toplum. Aslında hayatları hiç kolay değil ama buldukları bir lokma ekmeği bile komşularıyla paylaşmayı bilen insanlar..." 'Cennet Mahallesi' dizisindeki 'Pembe' karakteriyle büyük beğeni toplayan Melek Baykal'la 'Romantika' üzerine konuştuk.
ETE
VE KEMİĞE BÜRÜNDÜK
* 3 yıl boyunca 'Cennet Mahallesi'nde oynadınız ama seyircilerle aranızda ekran vardı. 'Romantika'da ise aynı hikayeyi, izleyicilerin gözlerinin içine baka baka oynayacaksınız... Ne hissediyorsunuz? Tabii çok güzel bir duygu... Türker İnanoğlu bizi ete ve kemiğe büründürdü. Bizi üç sene boyunca ekran başında severek izleyen bir kitle vardı. Seyirciden böyle bir talep alınca; Türker Bey bunu sahneye taşıdı ve bizi seyirciyle birebir buluşturdu. Tabii ki bunun heyecanı, keyfi ve lezzeti başka. Çünkü artık önümüzdeki beyaz cam kalkacak, seyircimizle direkt kontak kurabileceğiz. İzleyenler bizleri canlı canlı görebilecekler. Çok mutluyuz ekip olarak.
* 'Romantika'ya müzikal diyebilir miyiz? Müzikal demeyelim de müzikli oyun diyelim. Çünkü müzikal başka bir şey; canlı performans gerektiriyor, şarkıların canlı orkestra eşliğinde ve canlı canlı okunması gerekiyor...
* 'Cennet Mahallesi'nden çok farklı mı? Dizide iki tane Roman ailesi var; biri Yunus ve ailesi, diğeri Pembe ve ailesi... Ama burada bir konak takımı, bir aristrokrat kesimi de var. 'Yukarıdakiler ve Aşağıdakiler' dizisi gibi... İşte bu aristokrat kesimin çocuklarıyla, Roman ailesinin çocuklarının aşkları konu ediliyor. Ben burada Zarife'yi oynuyorum. Kızım Güllü'yü Çağla Şikel canlandırıyor. Özgür Çevik ise Güllü'nün sevgilisi rolünde. 'Cennet Mahallesi'ndeki Pembe kadar katı değil Zarife burada. Biliyorsunuz, Pembe kızını üç senedir Ferhat'a vermiyordu dizide. Buradaki Zarife ise ilk başlarda duruma biraz karşı koyuyor ama neticede aşka saygı duyuyor ve birleşmeleri için elinden geleni yapıyor.
ÇOK SAYGI DUYUYORUM
* Türkiye'de Romanlar'ın konu edildiği yapımlar hep çok seviliyor. Eskiden 'Gırgıriye' vardı mesela, o da çok tutmuştu zamanında. Bunun nedeni nedir sizce? Çünkü acılarını o kadar neşeye ve sevince dönüştüren bir toplum ki Romanlar! Bana geçenlerde 'Romanlar çok mu kolay yaşayan bir topluluk?' diye sordular. Hayır, hiç kolay değil onların hayatı. Bir kere kimliksiz insanlar, bu çok acı! Ancak bütün bu zorluklara, rağmen o hüznü, dans ederek, şarkı söyleyerek neşeye ve sevince dönüştürebilen bir toplum. Buldukları bir lokma ekmeği bile komşusuyla paylaşmayı bilen insanlar. Onun için ben onlara çok saygı duyuyorum.
YOLDA YÜRÜTMÜYORLAR
* Onların dünyasına girmek zor olsa gerek... Gözlem yaptınız mı hiç? Çok kısa bir dönem yaptım. 'Gırgıriye' serisi uzun yıllar çok sevilen ve çok akıllarda kalan bir yapımdı. 'Cennet Mahallesi'ne başladığım dönemde bunun altına düşmek istemedim. Oturduğum semtte Roman çiçekçiler vardı ve bir hafta boyunca tabure attım önlerine, oturdum onlarla, sohbet ettim. Düğün kasetlerini izledim. Onların tavırları, yaklaşımları, ilişkileri nasıldı onları öğrendim. Sonra kendiliğinden gelişti her şey. Artık bıraktım ama onlar beni bırakmıyor.
* Ne gibi tepkiler alıyorsunuz onlardan? Beni kendilerinden biri gibi görüyorlar zaman zaman... Özellikle, Vali Konağı Caddesi'nde yürüyemiyorum. Gözlük de taksam, şapka da taksam, karşı kaldırımdan da yürüsem beni tanıyorlar. Benim evim de orada... 'Pembe' diye bağırıyorlar ve mutlaka onlardan o gün bir çiçek almam gerekiyor. Çiçek almadan bırakmıyorlar. Roman ağzıyla da konuşuyorum, çok mutlu oluyorlar.
* Yıllardır Roman kültürünün içindesiniz. Rolünüz gerçek yaşantınıza yansıyor mu? Konuşmanızda değişiklikler oldu mu, ya da karakterinizde? Hayır. Enteresan bir şey, oyun ya da çekim başladığı zaman, kamera önündeyken motor dendiği zaman; tamamen Melek Baykal kimliğinden uzaklaşıyorum. Onu kuliste bırakıyorum ve 'Zarife' ya da 'Pembe' kimliğine bürünüyorum. İşim bitince de o kimlikleri orada bırakıp, gerçek kimliğime dönüyorum. Böyle olmak zorunda zaten. Yoksa yaşayamayız.
ROL ÜSTÜME YAPIŞMADI
* Peki bu tarz rollerin üzerinize yapışacağı endişesini taşıyor musunuz? Hayır çünkü ben oyuncuyum. Bundan önce 1700 bölüm 'Ferhunde Hanımlar'ı çektik; 6 yıl devam etti. Orada da beni insanlar Nermin' karakteriyle belleklerine yerleştirdi. Hep 'Bu Nermin karakteri üstüne yapışacak' derlerdi ama yapışmadı! Ondan sonra tamamen farklı bir karakterle seyircinin karşısına çıktım 'Hayat Bağları' dizisinde... O dizide, güçlü ayaklarınıın üstünde durabilen, 3 çocuğuna kol kanat geren bir anneyi oynamıştım. O rol de üstüme yapışmadı. Bundan sonraki projede belki beni çok farklı şekilde görebilirsiniz.
* 'Entel' kesim, Romanlar'ın konu edildiği yapımları küçümsüyor, kalitesiz görüyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz? Maalesef o konuda ben çok üzülüyorum. Çoğu zaman görmezden geldiler ama unutmasınlar ki biz varız! O konulara fazla girmeyelim; ağır konuşabilirim, bana yakışmaz.
BUGE CANKAT
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|