| |
|
|
Rami'ye kütüphane yapmayın!
Benim kitaba ne kadar meraklı olduğumu biliyorsunuz. Ev doldu taşıyor. Gazetede kocaman bir kitaplık oluştu. Ancak dün çıkan bir haber beni beynimden vurulmuşa döndürdü: Başbakan Erdoğan, tarihi Rami Kışlası'nın bir kültür-sanat kompleksi haline getirilmesi için emir vermiş. Hayır beni sinir eden haberin içindeki bir ayrıntı: Burada, efsanevi İskenderiye Kütüphanesi'ni (MÖ 3'üncü yüzyıl) andıran, devasa bir kütüphane kuracaklarmış. Kızdığım o! Şimdi diyeceksiniz ki: " Bu ne biçim kitap sevgisi? Kitaba meraklı olan bir kişi kütüphane kurulmasına laf eder mi? " Evet, ediyorum, nedenini de anlatayım: Efendim bilgiyi kitaplarda, yani selülozdan üretilmiş kâğıtlarda toparlamak geride kalmakta olan bir teknolojiyi devam ettirmektir. Burada daha önce değinmiştim: İsveç'te bir firma, insan parmaklarından çok daha hassas bir makine geliştirdi. Bu makine sayesinde fi tarihinden kalmış, dokunsanız dağılacak el yazmaları dahi kolayca ve güvenilir bir biçimde dijital ortama aktarılıyor. Şu anda ABD ve Çin (mutlaka başka ülkeler de vardır ama ben bunları biliyorum) harıl harıl ellerindeki tüm kitapları dijitalleştiriyor. Çin 1945'ten günümüze kadar çıkmış tüm kitaplar için bu işi yaptı bile. Peki bu girişimin anlamı ne? İnsanoğlunun hayatında neyi değiştirecek? Şöyle: Eskiden her köyde, her kasabada, her ilde en az bir kütüphane kurulması için uğraşılırdı. Proje tamamlandığında buna gerek kalmayacak. Ben diyeyim Bond tipi çanta büyüklüğünde... Siz deyin kalınca bir sözlük kadar cihazın içine tüm kitaplar sığdırılabilecek. İster bunlardan kopya çıkartarak köylere, kasabalara varıncaya kadar her yere birer tane gönderin... Yanına da birkaç bilgisayar ekleyin... İşte size binlerce İskenderiye Kütüphanesi! Ya da mekânları internet üzerinden bu alete bağlayın. Böylece herkesin elinin altında bir Milli Kütüphane bulunsun! Elbette nadide kitapları, birer selüloz yığını olarak saklamak için kütüphanelere olan ihtiyacımız hep sürecek. Ancak bunların ana işlevi " çalışma mekânı " değil, " depo " olacak. Bütün bu verilerden hareketle diyorum ki: Ey Başbakan Erdoğan ! Ey Kültür Bakanı Atilla Koç ! Rami Kışlası'na konser ve sergi salonları inşa edin. Güzel. Tamam. Ama asla kütüphane yapmayın. Parayı, kütüphane kurmak için harcayacağınıza, elimizdeki kitapları dijital ortama aktarmak için harcayın. Böylece kütüphaneleri her yere ulaştırmanız mümkün olur.
|