| |
Çankaya vetoları andıç mı yoksa yönelim yönergesi mi?
Eski Milli Eğitim Bakanı (1948-50) Tahsin Banguoğlu (1904-68), ülke sorunları üzerindeki düşüncelerini 1960'lı yıllarda " Andırı " başlıklı kitapçıklarla duyururdu. Buradaki andırı, " Hatırlatma yazısı " anlamındaki " Muhtıra "nın (İng. Memorandum) öz Türkçe karşılığı olarak kullanılırdı. Derken 28 Şubat döneminde Batı Çalışma Grubu tarafından hazırlanan psikolojik savaş aracı " Andıç " çıktı dil piyasasına. Buradaki andıç, herhalde " Karalama listesi " olarak algılanmalıydı. Çünkü " Anmak "tan türemiş olan " Andırı " ile de, yadigar anlamına gelen " Andaç "la da bir ilgisi yoktu andıçın. Belki de " Andıç " , Yunanca'da " Bön " anlamına gelen ve dilimize " Andavallı " biçiminde aktarılan " Andavallus "tan türemişti. Çünkü bu listede yer alan isimlere atılan çamurlara, sadece andavallılar inanırdı. Ne yazık ki, 28 Şubat medyası ileri gelenlerinden bu andıça inanıp yayınlayanlar çıktı.
MUTLU OLANLAR Ama neticede bu " Andıç " da dilimize yerleşti. Şimdi hangi kamu kuruluşu " Bizimkiler-Karşıtlarımız " diye listeler yapsa, bunlara andıç deniliyor. Tabii ki her bu çeşit listeye " Andıç " diyemeyiz. Örneğin Sayın Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in de listeler hazırlamak konusunda ciddi çalışmaları olduğu, bazen atamaları vetolamasından, bazen da Çankaya davetlerine belirli kesimleri çağırmamasından anlaşılmakta. Aslında Sayın Sezer'in listelerinden bazı kesimlerin mutlu olduğu da söylenebilir. Örneğin eşlerinin başları örtülü milletvekillerini ve bakanları Çankaya'ya eşsiz davet ettiği için, belki bu kişiler o davet boyu da olsa kendilerini bekar ve özgür varsayıp, mutlu olabilirler. Hatta belki bazıları Sayın Sezer'in bu ilkeli tutumunu kötüye kullanıp, akşam evden kaçmak istediklerinde eşlerine " Hanım ne yapayım, Çankaya' ya çağırıldım " da diyorlardır. Bu erkeklerin ne zaman ne yapacakları ve gönençlerine ulaşmak için kimlerle oydaşarak Sayın Sezer'in ereğini nasıl değerlendirecekleri asla bilinemez. Cumhurbaşkanı'nın hazırladığı listelerden sonuncusunu Hürriyet'teki bir haber dolayısıyla öğrendik. Buna göre Sezer Cumhuriyet tarihinde ilk kez, Dışişleri Bakanlığı'nın önerdiği 5 müsteşar yardımcısını veto etmişti. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Levent Bilman da haftalık basın toplantısında haberi doğruladı ve " Sayın Cumhurbaşkanımızın bakanlığımızın üst yönetim atamalarına ilişkin bir kararnameyi onaylamadığı doğrudur " dedi.
AYIRDINA VARDILAR MI? Kolaycılığa kaçıp, olayı " Çankaya' nın son andıç "ı diye yorumlamak tabii ki mümkün. Hele kendinizi veto edilen büyükelçilerin yerine koyarsanız, bunların şaşkınlıklarını ve belki endişelerini de anlayabilirsiniz. Sayın Sezer'in kullandığı kelimelerle, veto edilen diplomatlar herhalde olayın çapının yeni yeni " Ayırdına " varıyorlardır. Yani idrak ediyorlardır. Bu veto listesini veren Hürriyet, Ankara kulislerindeki söylentilere dayanarak, bir de gerekçeler listesi yayınlamıştı dün. Bu gerekçelerden biri de müsteşar yardımcılığına atanacak isimlerin, daha kendisinden onay çıkmadan görevlerine başlamalarıymış. Ankara kulislerinde Sezer'in vetoyla, " oldubitti " olarak gördüğü bu tür uygulamalara karşı artık tolerans göstermeyeceği mesajını verdiği söyleniyormuş. Tabii ki bunlar hassas konular. Örneğin " Cumhurbaşkanı nasıl olsa ilgi duymuyor " diye, Türkiye AB'ye girdiği zaman ona bu durum sonradan duyurulsa, doğru mu olur yani?
YÖNELİM YÖNERGESİ Eski Cumhurbaşkanı Özal da Başbakanken, kendisi atama kararnamesini imzalamadan bir orgeneral Genelkurmay Başkanı olmasını kutlama davetiyesi bastırdı diye, o orgenerali emekliye sevk etmişti. Tabii ki Özal ile Sezer'i mukayese etmek istemiyoruz. Bu iki ismin savaşımları da, ölçütleri de çok farklıdır. Sözün özüne dönersek... Sayın Sezer'in " BizimkilerKarşıtlarımız " içerikli listelerine " Andıç " diyemeyeceğimize göre, bunlara ne isim bulalım? Bu listeler insanların siyasi eğilimlerine dayalı biçimde oluşturulduğuna göre, Bunlara " Yönelim Yönergesi " desek doğru olur mu?
|