| |
|
|
"Ağladın mı" dedi, Meriç Sümen!..
Perde kapanalı birkaç dakika olmuş, Meriç'i gördüm lobide.. Rolü bir perde evvel bittiği için, kraliçe kostümlerini çıkarmış, günlük kılığına girmiş.. Koştum, sarıldım.. "Ağladın mı" dedi, kulağıma.. Soru değildi.. Biliyordu o gece gözlerimden sicim gibi yaşlar akacağını.. "Ağladım" dedim.. Hem de, daha Büyük Tiyatro'nun kapısından içeri girince.. 1965-66 sezonundaki ilk Kuğu Gölü temsilinden fotoğraflarla bir nostalji sergisi yapmışlar minik.. Onlara bakarken gözlerim sırılsıklam oldu, daha.. Meriç'le Oytun.. Odette ve Prens rolündeler, Türk Balesinin kurucusu Dame Ninette de Valois'nın yönetiminde.. Meriç, Oytun'un kolları üzerinde yükselmiş, uçuyor.. Jale.. Gülcan.. O doyamadığımız harika Gülcan.. Oytun gibi, erken giden Gülcan.. Ve de bizim gurubun kızları.. Yakından tanıdığım Binay, Gülen, Neyran!.. Sait Hoca.. Nasıl tığ gibi delikanlı.. Aldı götürdü beni fotoğraflar.. Askerdeydim o kış ben.. Muhabere Okulu'nda babayiğit yüzbaşından izin almıştım da, bir gece gidip seyretmiştim, Türk balesinin ilk Kuğu Gölü'nü.. Tam 41 yıl geçmiş aradan.. Gene ayni tiyatrodayım şimdi.. Gene Kuğu Gölü izlemek için.. Gene Meriç var sahnede.. Bu kez Kraliçe rolünde.. O muhteşem Kuğu, şimdi o Balenin Genel Müdürü.. Dame Valois'nın öğrencisi, hocasının yerini almış.. Doğuştan Kraliçe sanki Meriç.. Öyle girdi sahneye.. Adımlar.. Kollar.. Eller.. Hele de parmaklardaki zarafet hâlâ dans ettiği günlerdeki gibi.. Bir büyük Meriç sahnede gene.. Moskova Bolşoy'da baş dansçı olarak oynamış ilk yabancı o.. 1960'lı yıllarda, Londra'da Nuriyev ile Dame Margot Fontaine'yi izlemiş kulisten.. Balenin anıtı Margot, papuçlarını çıkarmış ayağından temsil sonunda, Meriç'e armağan etmiş.. O Meriç işte.. Ona saygı için Ankara'ya gitmez de Hıncal, kime gider!.. Perde açılınca, bir muhteşem dekor eskizi büyülüyor sizi.. Sonra kuğular birer birer süzülüyorlar sahneye.. "Peki sizin partiniz kadınlar için ne yaptı" demiş o gün, Başbakan Erdoğan, Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla, hiç sıkılmadan.. Ama hiç sıkılmadan.. O gün orada AKP'nin tek, bir tek adamı, bir bakanı olsa mesela, görecek, kadınlar için neler yapıldığını.. Bir tek Kuğu Gölü balesi yeter, Atatürk'ün Türk kadınını nerden alıp nereye getirdiğini göstermek için, o kadını, eski yerine döndürmeye çalışanlara.. Bir tek Kuğu Gölü yeter de artar bile, anlayana.. Üç gün önce St. Petersburg Balesi'nden olağanüstü bir Kuğu Gölü izleyip gelmişim Ankara'ya.. İçimde bir heyecan.. Bizimkiler ne yapacak peki?.. Yaptılar.. Çok da güzel yaptılar.. Dekorda geçtik Rusları.. Doğru Ruslar doğru dürüst dekor getirememişlerdi, ama, Nihat Kahraman'ın o stilize Kuğu Gölü dekoru enfesti.. Büyüleyici.. Üçüncü perdedeki saray dekoru, bu büyünün yanında kaba kaçmıştı biraz.. Nursun Ünlü'nün kostümleri de çok şıktı, ilk perdedeki beyaz prens giysisi dışında. O görkeme, çok sıradan kaçtı prens. Fuat Gök'ün ışıkları, oyuncu gibiydi temsilde.. Başrolde.. Alkış.. Rauf Abdullayev'in şefliğinde, Orkestra harikaydı.. Zaman zaman gözlerimi kapayıp, Çaykovski'nin o doyulmaz Kuğu Gölü müziğini içime çekmek istedim, ama mümkün mü?. Sahne de öylesi harikaydı ki.. ..Ve performans.. Saraydaki eğlenceleri anlatan Petipa koreografili üçüncü perde doruktu.. En başta da İspanyol Dansları.. Elif, Emre, Özge ve Burak, Rusları katladılar.. Napoliten, Çardaş ve Mazurka da bitmesin istedim.. Kuğu Gölü'nün "Beyaz Perdeler" denen ikinci ve dördüncü perdeleri, Bale sanatının doruklarıdır, İvanov'un koreografisi ile.. Rusları burada geçemedik. Almula Ersoy, Bahri Gürcan iyi dansçılar.. Ama Odette ve Prens, virtüözite ister.. Meriç, Gülcan öyleydi, yılların gerisinde.. Olga Piçokova öyleydi, üç gün önce.. Almula ve Bahri sınırları zorlayamadılar. Beyaz Perdelerin ilkinde, Kuğu Gölü'nün o dünyaca ünlü dörtlüsünde (Sizleri hatırlamamak mümkün mü, Egemen Bostancı, Adile Naşit, Asuman Arsan, Belkis Dilligil) Sanem, Sevim, Evrim ve gene Özge, çok şirindiler.. Eserin aslında pek de farkına varılmayan Soytarı rolünü, St. Petersburg'dan gelen yönetmen Boris Blankov öne çıkarmış, hatta ona yeni adımlar yazmış belki.. Ama iyi etmiş.. Serhat Güdül harika bir dansçı çünkü.. Boyu 10 santim daha uzun olsa, baş role çıkar efsane olurdu, kesin.. Kordo bale birinci sınıftı.. Hülya Dizmen'i de yürekten kutluyorum.. Bu yaz Antalya'da Antalya Opera ve Balesi'nden Carmina Burana'yı izlerken Aspendos'ta, "Atatürk yanımda oturuyordu, hissettim" diye yazmıştım.. Kuğu Gölü'nü locadan izledim.. Atatürk'ün locasının hemen yanında.. O hiç boşalmayan, Türkiye Cumhuriyeti durdukça, hep dolu olacak, locanın yanında.. Bir daha gideceğim Ankara'ya Kuğu Gölü için.. Bu defa ön sıralara oturacağım.. İsmet Paşa'nın koltuğuna.. Bu localar ve bu koltuklar, günümüz iktidarı tarafından kullanılmıyor nasılsa..
|