kapat
   
11 Mart 2007 Pazar
 
SABAH Gazetesi
 
Servislerimiz
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
KADI, ZIBIĞI İNCELİYOR...   17. yüzyıla ait Hamse-i Atâî isimli eserden bir minyatür: Kadı efendi, kocasının iktidarsızlığından şikâyetçi olan kadının getirdiği zıbığı inceliyor.
Hıncal Uluç'un sözünü ettiği vibratörlü kadınların yerinde eskiden zıbıklı hatunlar vardı
Padişahın söyleyip hattatın yazdığı şiir bugün satılıyor
Miloseviç'e yapılan işin aynını yapmış, vampirlere fetva ile kazık sokmuştuk

Zıbık ve kazık hikâyeleri

Geçen hafta konuşulan iki olay, bana iki yüzyıl önce yaşananları hatırlattı....

1- Hıncal Uluç'un "Bugün feminizm varsa bunu vibratör sağladı" sözü ünlü bir şairin "sevici" kadınların kullandığı zıbıkla ilgili yazdıklarını düşündürdü.

2- Bir vampir avcısı eski Sırp diktatör Miloseviç'in kalbine kazık soktu. Benzer işi biz de yapmıştık.


Hıncal Uluç'un sözünü ettiği vibratörlü kadınların yerinde eskiden zıbıklı hatunlar vardı

Geçtiğimiz perşembe, Dünya Kadınlar Günü'ydü ve Hıncal Uluç'un daha önce bir TV kanalında feministlerden bahsederken söylediği "Bugün feminizm diye birşey varsa, bunu sağlayan âlet, vibratördür. Feministler için biz erkekler, sadece bir vibratörün yerini tutuyoruz" şeklindeki sözler yeniden gündeme getirildi. Hıncal Uluç'un söyledikleri, bana bundan iki asır önce yaşamış olan çok önemli bir şairin, Enderunî Fâzıl Bey'in eski devirlerin "erkeğe doymuş kadınlar" diye bahsettiği "sevici" denilen lezbiyenleri ile bu kadınların kullandığı "zıbık" denilen âleti, yani vibratörün atasını hatırlattı..

Geçen perşembe, dünya kadınlar günüydü ve Hıncal Uluç'un bundan iki ay kadar önce bir TV kanalında feministler hakkında söyleği sözler, yeniden gündeme geldi.
Uluç, "Bugün feminizm diye birşey varsa, bunu sağlayan âlet, vibratördür. Feministler için biz erkekler, sadece bir vibratörün yerini tutuyoruz" demişti. Hıncal Uluç'un sözünü ettiği vibratörün yerinde çok değil, bundan 40-50 sene öncesine kadar zıbık vardı ve zamanımızın vibratörlü kadınlarının yaptıklarının aynını, eski devirlerde zıbıklı hatunlar yaparlardı.
Bu hatunların maceralarına girmeden önce, zıbığın ne demek olduğunu anlatayım: Zıbık, vibratörün atası idi, cilâlı ağaçtan, özellikle de şimşirden imal edilmişti ve vibratör ne işe yararsa, o da aynı işe yarardı. Eski asırların zıbığıyla zamanımızın vibratörü arasındaki en önemli fark, vibratörün pille, zıbığın ise sadece el kuvvetiyle çalışmasıydı.

KADINLAR DÖRT CİNSTİR
Bazı eski devir hanımlarının bu mâlum eğlencesi, o zamanın sözlüklerinde de yer bulmuştu. Meselâ, Büyük Türk Lügati'nin yazarı Hüseyin Kâzım Kadri, zıbık hakkında "Sevici kadınlar için yapılan âlet-i zükur taklidi" diyor, yani "lezbiyenlerin kullandığı yapay erkeklik organı" diye yazıyordu.
Araplar'ın meşhur Kamus'unu 1800'lerin başında Üçüncü Selim için Türkçe'ye çeviren Mütercim Âsım'ın verdiği bilgi ise, daha ayrıntılı idi: "Zıbık, erkeğin tenasül âleti mânâsına gelen 'zibb' kelimesinden türemiştir. İranlılar buna hem 'meçâçenk', hem de 'çiz-i çeng' derler". İşte, Hıncal Uluç'un feministler ile vibratör arasında kurduğu gayet doğru bağlantının neredeyse aynı olan ir benzerini, bundan iki asır önce, o devrin çok önemli bir şairi olan Enderun Fâzıl Bey de "Zenannâme", yani "kadınlar kitabı" isimli eserinde zıbık ile başka işlere meraklı hanımlar arasında kurmuştu: Sevicilerle, yani eski zamanın lezbiyenleri ile...
Fâzıl Bey, döneminin çok meşhur bir eşcinseliydi. Eşcinselliğini saklamamış, kendi maceralarıyla umutsuz aşklarını bile açıkça yazmış ve Zenannâme'sini de gönül verdiği bir delikanlının talebi üzerine, dünya kadınlarının özelliklerini anlatmak maksadıyla istemeye istemeye kaleme almıştı. İstanbul kadınları, Fâzıl Bey'e göre dört gruptu.
İlk grupta gece-gündüz evlerinde oturan, yüzlerini güneşin bile görmediği diniHıncal Uluça göre son devrin en önemli iki keşfi: Vibratör ve Viagra.bütün kadınlar vardı. Namuslu gibi görünen ama sokakta görüp kandırabildikleri delikanlıları gizlice evlerine götüren kadınlar ikinci; gözleri sürmeli, kaşları rastıklı, yüzleri yumuşak, hoş sözlü ve süzgün gözlü fahişeler ise üçüncü gruba mensuptu. Ama, en ilginç kadınlar, sevici denilen dördüncü grupta idiler ve zıbık, "aslında erkeğe doymuş" olan bu kadınların oyuncağı idi. İşte, günümüz Türkçesi ile Fâzıl Bey'in Zenanâme'sinin sevicilerle ve zıbıkla ilgili bölümü: "...Ortaya şimdilerde sevici denen ve eski zaman kadınları arasında rastlanmayan yeni bir bölük çıktı. Gönüllerini birbirlerine bağlayıp âşık olurlar ama ilişkide bile hile yaparlar. Hileleri, zekeri (erkeğin cinsel organını) taklid ederek yapılmış bir âlettir. O âletin adını yazamam ama bir bilmeceyle söyleyebilirim. İşte o bilmece:

ERKEĞE DOYMUŞ HATUNLAR
"NâZI BIKtırdı beni dildârın"
(Fâzıl Bey, burada eski harflerin yazılış özelliklerinden faydalanarak "yapay erkeklik organı" demek olan "zıbık" kelimesini şifreyle veriyor). Bu yola girenler temiz huylu, nazik, ilim-irfan sahibi kadınlardır. Böylesine ilişkiler artık pek çok oluyorsa da, diğer davranışlara göre kötünün iyisi sayılıyor, hatunlar birbirleriyle geçinip gidiyorlar. Her biri, sevgilisi için canlar verir, başkasına dönüp bakmaz bile. Edâlarla, güzel sözlerle birbirlerine nâz ve niyâz ederler: "Nâzeninim, güzelim, toplanmış gülüm, gönül eğlencem, gözümün nuru! Ey inci tanem, merhaba! Evim seni, hoş ayağını gözler. Nazlı servim, hoş edalı, hercai bakışlı cânım!... Ey gül goncam, ben senin bülbülünüm. Ey iki pazusu da gümüşten birer külçe olan sevgilim. Nerde kaldın a ömrümün vârı? Senin adın "Ödağacı" ise, benimki de "Âteşli Hanım". Sana "Gülpembe" diye yalvaranlar, bana da "Nâz ışığı" diyorlar; seni "Gülgonca" diye çağırıyorlarsa, benim adımı da "Sabah rüzgârı" yapıyorlar...". Sevici kadınlar, bu sözlerden sonra, işe girişirler. Ben, bu işin kadınlar arasında niçin yayıldığını düşündüm ve anladım: Erkeğin her çeşidini görüp artık birbirlerine âşık oldular. Erkeğe doymuşlardı ama dilberden bıkmamışlardı ve güzel bir oğlan görünce, o güzelliğe hâlâ meylediyorlar. Böyle geçinip gitsinler ve Allah onları birbirlerine bağışlasın!"

1 2 3 4 5
 
DİĞER GÜNDEM HABERLERİ
 Medya andıcı korsan çıktı
 Dördüncü sınıfa kadar not yok...
 Binlerce mezar kıbleye bakmıyor
 Yurtdışı bursunda 'uzlaşma'
 Bingöl'de 4.7'lik deprem
 Karım beni aldatmaya balayında başlamış
 Kadınlara abdest yeri
 Okkan'ın katiline müebbet
 Yeni Gündem'e savcıdan izin yok
 Paşadan sert çıkış
 Köksal: Kapkaçla mücadele edeceğim
 Irak'ta bombaların gölgesinde konferans
YILMAZ ÖZDİL
Devrime bak!
Liselere girişte devrim yapılıyor...
ERGUN BABAHAN
Düşman listesi
NEW YORK

Gregory Peck,...
MEHMET BARLAS
Fanatikler sadece kavga eder...
Büyük bir...
UMUR TALU
Ne yazacaktım ne yazdım!
İsim vermeden de olsa, yağan...
FATİH ALTAYLI
Orijinalini merak ediyorum
Metehan Demir'in, kıyamet...
ERDAL ŞAFAK
"Sürpriz" olur mu?
Başbakan Erdoğan'la...
Saddam'ın hâkimi Blair'e sığındı
Devrik Irak lideri Saddam'ın idam kararını veren hâkim Rauf...
'Go home' sloganları
Venezüella lideri Chavez, ABD Başkanı Bush'a karşı gezisinde "Evine...
Geri döndüler
Geri döndüler
Önce küskün taraftar, sonra durgun Alex geri döndü, F.Bahçe haftalar...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Pazar Sabah | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
Bize Ulaşın
   
    Copyright © 2003, 2007 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu