|
|
Ah Şebnem, vah Şebnem
Biricik kapı komşum, Katarina Witt'i 'Buzda Dans'ta görme sebebimiz Özay Abimiz (Şendir), dün cansiperane bir şekilde Şebnem Schaeffer'ı savunmuş. "Siyasete giren tek manken o değil. Şebnem'in farklılığı bakire olmasını iddia etmesi mi? Bazı bölgelerinde bekaret uğruna hala cinayetle işlenen bir ülkede, bakire olduğu için Şebnem ipe çekiliyor..." çiziktirmiş. Şimdi '8 Mart Dünya Kadınlar Günü' sebebiyle ennn centilmen köşecimiz Şebnem'i kollamasın mı? Kollasın! Köşe onun, kalem onun. Ama şunu da atlamasın bence. Şebnem Hanım kızımız bakire diye ipe çekilmedi! Bakireliği günde üç öğün reklam malzemesi olarak kullandığı için kendinden nefret ettirdi.
"BİSEKSÜEL" DEDİ!! Hatun sanki bekaretten sorumlu devlet bakanı! "Elime erkek eli değmedi, ben ne yüce genç kızım" edasıyla, kanal kanal gezip, burnumuza bekaret raporunu dayamasının çirkinliğini nasıl unutabiliriz ki? (Unutulmaz, unutulmaz, yaşadığımız unutulmaz.) Sonra da o namus abidesi, 'mağdur' kızımız çıktı eski sevgilileri Şenol İpek ve Özcan Deniz için "Onlar biseksüel!" deyiverdi. Annesini yanına katıp çıkmadık televizyon programı, vermedik röportaj bırakmadı! (Bu da reytingci bakire modeli herhalde). Annekız ilişkisinin en dramatik, en 'aman evlerden uzak', en ama en çarpık örneği olarak hafızlarımıza kazındı!!! Onun yüzünden iki ay annemle kapı dışarı çıkamamışlığım var benim! Az kaldı bütün anne-kız el ele hep beraber tribüne hallerinin onlar gibi göründüğünü düşünecektim... Çok rica edeceğim; hafıza kaybına uğrayan, üşenmesin google'lasın, muhteşem Şebnem Şapırt röportajlarından bir yudum tatsın, bakalım ağzındaki kabak tadı kolay kolay gidecek mi? Yoksa Özay'cığım hâlâ Şebnem'in bekaretinden dolayı kurban edildiğini düşünecek mi?
|