  |
|
Nejat, Okan'a karşı
Makina'da konukların programı ele geçirmesi, Radikal'in konuk yayın yönetmenleri alması gibi bir gelenek oldu. Nejat İşler'in Makina'sı, Seray Sever'in Makina'sı... Fakat hani Okan'ın Makina'sı? Biz izleyiciler Okan Bayülgen'imizi geri istiyoruz!
 Allah'tan YouTube var da ayrıntıları tekrar tekrar izleyebiliyor insan. Nejat ve Okan hadisesinden söz ediyorum. Benim çevremde herkes bunu konuşuyor. Melis de (Danişmend) o gece olay yerinde şarkı söylediğinden ilgimi çekti hadise. Kendisi bildiğiniz gibi Rolling Stone'a da yazdığından derhal telefon edip gecede neler olduğunu hemen anlatmasını emrettim. "Sesim kısık, konuşamıyorum," diyerek kendisinin de bir gazeteci olduğunu ve bu numaraları yemeyeceğini ifade etmiş oldu. Gelelim benim yorumuma. Yıllardır gece alemlerinde müzisyenlik yapmış ve bilimum bar ve kulüpte vakit harcamış biri olarak kendimi pozisyonun Erman Toroğlu'su ilan ediyorum. Elimin altında YouTube da olduğuna göre pozisyonları detaylı inceleme şansına sahibim. Alkol var, sarhoş var zaten hadise gece meydana geliyor, müzik var, grup var. Konunun doğal uzmanıyım yani. Ama tabii bir program yapıp değişik uzmanlara pozisyonu izletseydim, masanın etrafında mutlaka Teoman, gününde bir Deniz Akkaya ve Hakkı Devrim kontenjanından da Atilla Dorsay olurdu. Bence Atilla Dorsay'ın herhangi bir programda yorum yapmaması ya da uygun bir yarışmada jüri üyesi olarak değerlendirilmemesi gerçekten kayıptır. Bu cümlede ironi yoktur. SİYAD Ödül Töreni'nde sahnede canlı performansını izleme fırsatı buldum. O gece sahneye çıkan herkesten daha dikkat çekici ve merak uyandırıcıydı. Talk şov programı yapımcıları bir an önce işe uyanmalı.
POZİSYON İNCELEMESİ
Dönelim tek konuğun ben olduğum mütevazı programımıza. Oynatalım Uğur'cum... Bir kere madde 1: Nejat hakikaten sarhoş. Hatta ayıptır söylemesi 'über' sarhoş. Elbette sarhoş olmanın kötü bir yanı yok, yasalara aykırı da değil. Sadece canlı yayında bir programdaysanız karşınızdaki zor durumda kalabiliyor. Yani sarhoşken araba kullanmanın zararları olduğu gibi, sarhoşken canlı yayına konuk olmanın da zararları var. Nejat, az kaldı koca Makina'yı deviriyordu. Okan Bayülgen sorularına yanıt alamıyor, programı istediği ritimde götüremiyor, kısaca çekip çeviremiyor, ne yapacağını şaşırıyor. Bayülgen'in bu açıdan sinirlenmesi (eğer sinirlendiyse) ve kıl olması (eğer olduysa) bence gayet doğal. Öte yandan Nejat da son derece doğal. Klasik sanatçı/ünlü tipi değil. Bu tip programlardan, yerlerden, ilişkilerden hoşlanmıyor. Bunu her fırsatta açıkça söylüyor. Belli ki filmin tanıtımı için oraya gelmek durumunda olduğu için orada. Böyle şeylere meraklı olmadığını ben gayet iyi biliyorum. Pozisyon gereği heyecanlı. Zira canlı yayında insan heyecanlanabilir. Her ne kadar Nejat, kameralara alışkınsa da bu bambaşka bir durum. Ee, Okan da adamı zorlar. (Kendisine programa bağlanan seyirciler tarzında 'Okan' dediğimi farz edin. Ekran samimiyeti...) Bu açıdan bence hadisenin öncesi var. Nejat, biraz rahatlamak için bir iki kadeh bir şey içmeye karar vermiş ama sonra ayarı kaçırmış görüntüsü veriyor. Kendisi tamamen masum, hafif de samimiyetten şımarıyor. Bu duruma bir arkadaşım 'samimiyet buhranı' adı verir. Nejat, Üçnoktabir çalarken ve yanındakiler konuşurken samimiyet buhranı geçiriyor. Ama Okan ile elektrik tutmuyor. Samimiyet buhranı gerçek buhrana dönüşüyor. Ve tabii yeşil sahalarda görmek istemediğimiz manzaralar...
OKAN NEDEN SİNİRLENDİ?
Burada bir duralım ve pozisyonu geri oynatalım (Erman öyle diyor, geri oynatmak...) ve pozisyon anında Okan'a odaklanalım. Okan, programı sekteye uğradığı için zor durumda ama bu kadar sinir neden? Belki de Makina'da artık konukların devrim yapıp programı ele geçirmesi gelenekselleştiğinden bu denli asabi. O sırada "Nerede yanlış yapıyorum ben yahu?'' diye düşünüyor olabilir. Seray Sever'in Makina'sı, Nejat İşler'in Makina'sı, haftaya mesela Yeşim Salkım'ın Makina'sı. Fakat hani Okan'ın Makina'sı? Okan, ortamın en alternatif, en komik, en ilgi çeken insanı olmadığında hırçınlaşabiliyor. Eh haklıdır da kendi programı, kendi şovu. Ama şu da bir gerçek ki Okan, aslında çoğu gerçek hayatta çok sıkıcı ve stüdyoda başa çıkması kolay, "Okan'cım ben seni çok seviyorum!"cu ünlülerimizi 'popüler olandan korkmayan alternatifiz' şiarıyla programa ala ala, doğal yeteneklerini de kaybetmişe benziyor. Doğa Bekleriz'i zaptetmek kolay, ama işte Nejat İşler sarhoş gelince, Okan kontrolü kaybediyor. Artık o zeki insan, o televizyon dehası (burada da ironi yoktur), insanları kendine hayran bırakacak zekice bir hareketle duruma hakim olmak yerine 'sarhoş gelinir mi?' triplerine giriyor. Açıkça sinirlendiğini belli ediyor. Yani aslında ortamda zaptedilmesi gereken adam olması gerekirken, Hakkı Devrim olmak Okan Bayülgen'de galiba artık stres yaratıyor. Halbuki biz Okan Bayülgen'imizi geri istiyoruz. Kendisinin 'cemözerleşmesinden' korkuyoruz. Gelelim sadede. Nejat, açık bir ofsayt pozisyonunda. Ama hakemi yanıltmaya yönelik hareket ya da itiraz yok. Samimi, durumunu kabullenmiş sıradan bir heavy metalci dizi oyuncusu nasılsa Nejat da aynen öyle. Ama Okan, kırmızıyı çıkarıyor. Ardından maç çığırından çıkıyor. Bu arada bakalım, bu hafta kimin Makina'sını izleyeceğiz?
|
