| |
|
|
Çırpınıyor Karadeniz...
Trabzonlu'sunuz, gençsiniz ve yeni bir otomobil alacaksınız. "Tercih ettiğiniz renk" hangisi? "Çoğunluğun" yanıtı: - Siyah. Zira Kurtlar Vadisi'nin otomobilleri "hep siyah."
İstanbul'da Hrant Dink vuruldu ya... Trabzon'dan "bazı kişiler" gözaltına alındılar ya... "Bir kısmı" tutuklandı ya... İşte bu süreçte "olayla uzaktan yakından ilgisi olmayan bazı Trabzonlu gençler" de sağda solda konuşmaya başlamışlar. "Biliyordum" gibisinden. "Vuranı tanıyordum" gibisinden. "Arkadaşımdı" gibisinden.
"Amaç" ne biliyor musunuz? "Beni de gözaltına alsınlar." Nasıl olsa birkaç gün gözaltında kalıp çıkacak. Ama "böyle bir olay nedeniyle" evden polis tarafından alınmak, İstanbul'a yollanmak, gözaltında tutulmak, bazıları için bir "statü." Bir "rütbe." Bir "gurur vesilesi."
"Trabzon' un geneline" gelince... Sakin. Trabzon bir "huzur bahçesi." Kapkaç yok sayılır. Sokakta kimse kimseyi rahatsız etmiyor.
Trabzonlu'yu anlamak için "içlerine girmek" gerek. "Sofralarına oturmak" gerek. Dürüst, hassas, öfkeli, sevecen, hareketli insanlar. Ve de milliyetçi, muhafazakar. "Çırpınırdı Karadeniz, bakıp Türk' ün bayrağına" müziğiyle ağlamaya hazırlar. Dine, imana, ülkeye, bayrağa, birliğe, bütünlüğe en ufak söz söylenince de "parlamaya."
|