|
Ankara öylesine bekliyor
Son derece hararetli geçmesi beklenen Çankaya seçimlerine ramak kalmasına rağmen, Ankara'da hâlâ yaprak kıpırdamıyor.
Nerde o aylardır beklediğimiz, "1 Ocak'ta başlar" ya da "Şubat ortasında geliyor" diye diye dört gözle beklediğimiz gerilim-kan-gözyaşı! Şaka bir yana, Ankara gazetecileri olarak bir yıldır kendimizi "Çankaya savaşları" hatta "Çankaya meydan muharebesi" diye adlandırılan gerilim beklentisine o kadar kaptırdık ki, mevcut sessizliği anlamak mümkün değil.
Her sabah, "Bugün ne yapacağız" diye kara kara düşünürken mutlaka bir meslektaştan telefon geliyor "Hiç haber yok etrafta. Ne yapacağız?"
Gerçekten de anlı, şanlı ve kanlı geçmesi beklenen Cumhurbaşkanlığı seçimlerine beş kala, hala gerilimin dozu düşük. Sanki Türkiye değil Lüksemburg'da yaşıyoruz. Ne Meclis'te ne de bürokraside büyük bir panik havası var. Ara sıra manşetlere çıkan ve çoğunluğu Başbakan Tayyip Erdoğan'ın ettiği bir lafla patlak veren ufak tefek polemikleri saymazsanız, tansiyon fazlasıyla düşük.
Yanlış anlaşılmasın. Kimse Çankaya'ya kimin çıkacağını biliyor değil. Başbakan Erdoğan, Çankaya konusundaki niyetini nisan ortasına kadar açıklamayacağını deklare etti. Bu durum demokratik tartışma kültürü açısından çok cazip değil. Ancak, doğruya doğru, belirsizlik ortamında çok tutkulu bir kavga mümkün değil. Başbakan Erdoğan Çankaya'ya çıkacak, ya da işaret ettiği biri çıkacak. Ama zaten en az bir yıldır durum böyle değil mi? Söylenebilecek her şey söylendi, yapılabilecek her itiraz ya da destek konuşması zaten yapıldı. Artık gerisi, kendini tekrar etmek demek...
İşte bu atmosferde TÜSİAD heyetinin Ankara ziyareti, anlık da olsa biraz heyecan yarattı. Yeni başkan Arzuhan Yalçındağ'ın CHP lideri Deniz Baykal'la görüşmesi sonrasında sarf ettiği "Başbakan eğer isterse ve TBMM de seçerse demokrasinin gereği olarak Köşk'e çıkacaktır mutlaka" cümlesi, şu ana kadar AKP dışından birinin Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığı konusunda verdiği en stratejik destek olarak algılandı. Başbakanlık koridorlarından Genelkurmay kavşağına kadar...
Her ne kadar Yalçındağ daha sonraki temaslarında TÜSİAD'ın daha önce sık sık vurguladığı "uzlaşma" formülüne değinse de, hükümetin ağzında kalan tat, TÜSİAD'ın Başbakan'ın Çankaya'ya çıkmasına itiraz etmeyeceği...
Bu durum, damla damla biriken "Çankaya'ya çık" taleplerine bir yenisini daha eklemiş oldu. Ankara'da bazı çevreler, "Ben son dakikada vazgeçeceğini düşünüyorum" dese de, çoğunluk artık Başbakan Erdoğan'ın aday olacağına inanıyor. Muhalefet, tüm hesabını ona göre yapıyor; Başbakan'ın çevresi, son derece sakin, etrafındaki bürokratlar ise, hafif hafif taşınma hazırlıklarında.
Benim hep merak ettiğim, "Ben son dakikada vazgeçeceğini tahmin ediyorum" deyip muzipçe gülümseyenlerin, benden farklı bir şey bilip bilmedikleri. Birileri bir mesaj mı verecek? Erdoğan onların kulağına "Aslında ben başbakan olmayı da seviyorum" diye mi fısıldadı? Derin devletin depderin kuyularının suyunu mu içtiler?
Bilmiyorum. Sorunca da "Bana öyle geliyor" dışında bir cevap almıyorum.
Anlayacağınız, Ankara cephesinde değişen bir manzara yok...
|
