|
 |
 |
 |
  |
|
Zeytinburnu 'enkaz' altında
1999 yılındaki depremin ardından riskli bölgeler arasında gösterilen Zeytinburnu'nda o tarihten bu yana ne yazık ki bir şey yapılmadı. Topbaş'ın 'mutlaka yıkılacak' dediği 2 bin 295 konut halen duruyor
aklaşık bir yıl önce İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, 'mutlaka yıkılacak' diyerek Zeytinburnu'ndaki 2 bin 295 konuta işaret etmişti. Aradan geçen sürede ne yazık ki bu binalar ne boşaltıldı ne de herhangi bir tahliye oldu. Halen hasarlı bir çok binada 'bize bir şey olmaz' diyenler ya da başka bir yere taşınacak maddi imkanı olmadığı için yaradana sığınanlar ikamet ediyorlar. Ancak geçtiğimiz hafta gecenin yarısında kibrit kutusu gibi yıkılan bir bina, hem Zeytinburnu'nda hem de 1999 yılındaki Marmara Depremi'nde evleri hasar görenlerin bir kez daha silkinerek kendine gelmesine neden oldu. Biz de Zeytinburnu'da facianın  yaşandığı Çırpıcı'ya gittik. Polis tarafından binanın etrafı çevrilmiş. Yastıklar, giysiler, ayakkabılar ortalığa saçılmış. Yıkılırken yandaki binaya da hasar verdiği için orası da boşaltılmış. Can korkusu ile balkonlarda çamaşırlar asılı kalmış. Konu komşuya sığınanlar şimdi evlerini uzaktan seyrediyor.
Kim haber verdi kavgası
Çırpıcı, Taşocağı'nda gece yarısı binadan çıkan gürültüyü duyarak itfaiyeyi, polisi oraya toplayan bakkal Nursen Mutçu ile konuşuyoruz. Mutçu, "Gürültüyü duyunca hemen polisi ve itfaiyeyi aradım. Bina yıkılmadan herkesi ayağa kaldırdık. Çok korkunçtu, birkaç dakika içinde toz duman içinde bina yerle bir oldu" diyor. Bu arada mahallede olayla ilgili söylentiler bitmek bilmiyor. Şimdilerde  'kim önce haber verdi', 'kim asıl kurtarıcı' diye bir tartışma da başlamış. Bir çok kişi 'önce ben gördüm, ben haber verdim' iddiasında. Peki bu acı olay bir ders olmuş mu? Orası pek belli değil, çünkü bazıları siyasetçileri, bazıları da belediyeyi suçluyor. Oysa bir suç ortaklığı durumu hemen göze çarpıyor. Ağır hasarlı bina olduğunu bile bile oradan oturan da, ağır hasarlı binada vatandaşların oturmasına izin veren de suç ortaklığını üzerlerinde taşıyor.
Parasını almaya gitmişti
Yıkılan binadakilerin çoğunun evsahibi olduğunu anlatıyor komşuları. Sadece o sırada yaşamını kaybeden kiracılardan Necla Hanım'ın (Demir) kaderine üzülüyorlar. Aslında bina  yıkılmadan önce dışarı çıktığı halde o gün bir evini sattığı ve parası evde olduğu için parasını almak için çatırdayan eve giren Necla Demir bir daha ne yazık ki dışarıya çıkamamış. Son olayla birlikte depremin gölgesinden bir türlü kurtulamayan Zeytinburnu'nda bu olay emlak piyasasını nasıl etkiledi diye bakıyoruz. Emlakçılar bir tedirginliğin yeniden doğduğunu ifade ediyorlar. Depremin ardından iki-üç yıl iş yapmayan emlakçılar daha sonra işlerin açıldığını ancak bu son olayla birlikte yeniden durgunluğun başladığını ifade ediyorlar. Bölgede genelde kiralarda alt sınır 400 YTL. Ama Çırpıcı'da fiyatların 250 YTL'ye kadar indiğini öğreniyoruz. Satılıklarda ise metrekare  fiyatları 750 ile bin YTL arasında değişiyor. Bir emlakçı, 'tabi bir süre sonra bu da unutulacak. Ama şimdi ev kiralayan da satın almak isteyen de binbir soru soruyor' diye anlatıyor. Zeytinburnu'nda tek tek tespit edilen ve yıkılması gereken 2 bin 295 konutun bulunduğu biliniyor. Bunlar daha çok Çırpıcı, Veliefendi, Yenidoğan ve Sümer mahallerinde toplanmış durumda. Sümer Mahallesi'ndeki Perdeciler Çarşısı'ndaki bazı binalar da bu listede. Ancak dolaştığımız dükkanlardaki yetkililer, 'yok öyle bir şey', 'vazgeçildi' gibi üstü kapalı yanıtlar veriyorlar. Burada bazı bina sahiplerinin boşaltmak için milyon dolarlık talepleri olduğu konuşuluyor.
HACER GEMİCİ
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
