|
|
'Çocukların terapiye götürülmesine karşıyım'
Uzman psikolog Defne Aruoba özellikle belli bir kesim içindeki psikolog modasından şikâyetçi: "Herkesin psikoloğu olacak diye bir şey yok. Biz memlekette bunu da bir etiket haline getirdik"
Geçtiğimiz hafta size Defne Aruoba'dan bahsetmiştim. Hani, İskenderun'da elleri üzerinde yürüyen Ulaş kardeşleri dünyaya tanıtan ekipte o da yer almıştı. Amerika'da uzman psikolog olarak çalışan Aruoba, aynı zamanda Öğrenme Güçlüğü Kliniği'nde de görev yapmıştı. Auroba ile 'Herkesin bir psikoloğu olmalı' modasını konuştuk.
- Sizce herkesin bir psikoloğu olmalı mı? - Hayır olmamalı. Hatta olmasın kardeşim, niye olsun ki? Kişi nasıl fiziksel bir rahatsızlık duyduğunda doktora gidiyorsa, ruhsal bir problem yaşadığında psikoloğa gitmeli. Fakat son yıllarda özellikle belli bir kesimde, psikolog modası çıktı. Her şeyin modası iyi de, bu biraz kabak tadı veriyor. Öyle narsistik bir toplum haline geldik ki... Her şeyimiz imaj ve etiket. "Ah şekerim senin psikoloğun kim? Sen kime gidiyorsun?"... Psikoloğa gitmek nasıl bir etiket olabilir? Ben bundan çok rahatsız oluyorum.
- Son yıllarda çocuklarını da psikologlara götürünler arasında artış var... - Buyurun işte! Gelelim işin, sizin de bahsettiğiniz daha tehlikeli boyutuna. Çocukların genelde dikkat eksikliği problemi var. Sadece Türkiye'de değil, dünya genelinde böyle bir durum var. Ama aileler de "Aman ilgisiz olmayalım," diye çocukların üzerine fazla düşüyorlar.
- İyi ama çocuğumda bir problem varsa, onu doktora götürmeyi ben de isterim... - Götürün, ama benim anlatmak istediğim o değil. Aileler çocuklarını gereğinden fazla psikoloğa götürüyorlar. Bunun üzerine araştırmalar yapıyorum, konuyu yakından takip ediyorum. Tabii ki bazı hastalıkların teşhisinde erken uyarı önemli. Ama herkesin çocuğu da 'down sendromu' olacak diye bir şey yok ki. Her hareketli çocuk hiperaktif değildir!
- Peki, anne babalar ne yapmalı? İlgilenseler bir türlü, ilgilenmeseler başka türlü... - Öncelikle çocuklarında bir problem seziyorlarsa, örneğin öğrenme güçlüğü, fazla hareket gibi, mutlaka bir uzmana başvursunlar. O uzman, aileleri doğru yönlendirebilir. Örneğin, ben 9 yaşına kadar çocuklara terapi önermiyorum.
- Neden? - Belki bu söylediklerim klasik psikologları kızdıracak ama beni eğitimim bunun üzerineydi. Çocuk bazen küçükken yapamadığı normal davranışları, 9 yaşına kadar herhangi bir zamanda kendiliğinden yapabilir hale geliyor. Nörolojik gelişim her çocukta değişik olabiliyor. Örneğin, bizim bir baklava şekli çizme testimiz vardır. Bunun eşiği 4 yaştır. Ama bazen çocuk bunu 6 yaşında çizer.
- Endişelenmeyip bekleyelim mi yani? - Bir uzmanın bizi yönlendirmesine izin verelim. Bazen rahat bırakılan çocuklar, gösterdikleri yavaş gelişimin arasını zamanla kapatabiliyor. Psikoloğa götürün ama terapiye sokmayın.
- Niye o yaşa kadar terapiye karşısınız? - Öncelikle terapi çocuğu yoran bir süreç. Üstelik genelde terapiye sokulan çocuklar kalbur üstü ailelerden. Yani piyano dersi, yüzme, kayak dersi falan derken bir de başlarına psikolog çıkıyor. Eğer gerçekten bir öğrenme güçlüğü yaşıyorsa, zaten yaşıtlarından 10 kat fazla yoruluyor demektir. Bir süre sonra enerji yetiştiremez hale geliyor.
- Size çocuklarını getirenlere ne diyorsunuz peki? - Onlara yol gösteriyorum, 9 yaşından önce çok ihtiyacı yoksa terapi yapmıyorum. Geçenlerde biri geldi. Oğlu 2,5 yaşında. "Oğlum 15 dakikadan sonra asla bir şeye odaklanamıyor," diye feryat ediyor. Odaklanmasın zaten! Yani diyeceğim şudur, çocuklarınızı gözleyin, onları yakından takip edin ama işi de abartmayın lütfen!
|