Küresel piyasalardaki dalgalanma iç piyasaları etkilemeye devam ediyor. İMKB 100 endeksi günü 39 bin 729 puan seviyesinde kapatırken, dolar son 4 ayın zirvesini yaparak 1,4640 YTL seviyesine kadar yükseldi. Cuma gününden bu yana YTL dolar karşısında yüzde 2.1 değer kaybetti. Faiz oranları ise yüzde 20.29'a kadar yükseldi.
İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB), haftanın ilk işlem gününü ortalama yüzde 2,02'lik düşüşle kapattı. İMKB Ulusal 100 Endeksi, ikinci seansta 457,55 puan artarak 39.729,40 puandan kapandı.
Bankalararası piyasada dolar kotasyonları bugün 1.4625/40 YTL ile bu yılın zirvesini ve 29 Kasım'dan beri en yüksek seviyelerini gördükten sonra saat 15:30'daki spot piyasa kapanışında en iyi 1.4515/25 YTL olmuştu.
Merkez
Bankası gösterge dolar kurunu 1.4498/1.4568 YTL, euro kurunu 1.9015/1.9107 YTL, kurlara baz oluşturan euro/dolar paritesini 1.3116 olarak ilan etti.
Global satış eğilimi ve yen pozisyonlarının kapatılmasıyla devam eden dış endişeler liranın değer kaybının sürmesine neden oldu.
Gösterge kurlara itibarıyla lira, dolar ve euro karşısında Cuma gününden itibaren sırasıyla yüzde 2.1 ve 1.74 geriledi. Geçen sene sonuna göre değer kayıpları da aynı sıra ile yüzde 3.05 ve 2.63 oldu.
UZMAN YORUMLARI
SABAH Gazetesi Ekonomi yazarı Prof.Dr.Aydın AYAYADIN
Japon Yen'inin dolar karşısında güç kazanması dünya borsalarındaki çığ etkisinin devam etmesine neden oluyor.
Türkiye dünya piyasaları içinde zayıf halkalardan biri. Bu nedenle İMKB'de düşüş çok sert olarak göze çarpıyor. Bu hafta dalgalanmanın dolar kuru ve faizde etkisini gerçek görmeye başladık.
Piyasalar duruldu derken hareketlenmesi gösteriyor ki içerden kaynaklanmazsa bile uzunca bir süre daha piyasalar diken üzerinde olacak. Bir ileri iki geri gidecek. Japon Yen' in seyri önem kazanıyor. Yen' deki değer kazanma sona erene kadar piyasalarda sert dalgalar yaşanabilir.
İç dinamiklerle ilgili tedirginliklerin piyasada ağırlığını henüz hissettirmemiş olması ise bir şans. Yatırımcıların bu tür dönemlerde fazla hareket etmeden rüzgarın geçmesini beklemek daha doğru olacak.
SABAH Gazetesi Ekonomi yazarı Yavuz BARLAS
Haftanın ilk gününde piyasalarda yaşanan en önemli gelişme kurlardaki sert hareket ve faizin yeniden yüzde 20'nin üzerine çıkması. Cari açıkla başı belada olan tüm ülkelerde ülkelerin paraları dolar karşısında kan kaybetti.
Dolar kurunun 1.45'i kırması sebebiyle kritik bir eşik aşıldı. Yaşananların global bir dalgalanma olduğu için Merkez Bankası'nın bir döviz satış müdahalesi yapması beklenmiyor. Ancak elinde döviz tutan yatırımcıların piyasada kar realizasyonlarına gittiği gözleniyor. Bu da yukarı hareketi dizginliyor. Bu noktada yatırımcıların agresif karar almaktan çok beklemeyi tercih etmeleri gerekiyor.
Çünkü yaşananların artık bir düzeltme değil dalgalanma olduğu anlaşıldı. Faizin yüzde 20'nin üzerinde seyretmesi avantaj sağlıyor. Çünkü yüksek faiz dolarda geçen yıl ortasında yaşanan kadar hızlı bir yükseliş olmasını engelliyor.
En önemli soru Yen'in dünyada dolar karşısında daha ne kadar değer kazanacağı...Bu soruya bağlı olarak Türk Lirası'nın hareketi de kestirilebilir. Yen'deki değerlenme durulursa TL'de de dalga boyu kısalabilir...ABD verileri izlenmeye devam edecek..."
Yapı Kredi Portföy Yönetimi'nden portföy yöneticisi Murat İman
"Yurtdışının düşüşü bizi çok etkiledi. Domino etkisiyle düşüşler geldi ancak bizim piyasamız en zayıf halka olarak görünüyor" dedi.
Dünya borsalarında geçen yıl görülen zirvelerin İMKB'de olmamasına rağmen gevşemenin dışarıdan daha sert olduğuna dikkat çeken İman, "Bu da bizim piyasamızın göründüğünden daha zayıf olduğunu gösteriyor" dedi.
Avrupa borsaları da dünya borsalarındaki çığ etkisinin devam etmesi ve yenin dolar ve euro karşısında son üç ayın en düşük seviyeye inmesinden etkilenerek yüzde ikiden fazla değer kaybetti.
Borsanın bundan sonra biraz yavaşlayacağını ve 38,500-40,500 aralığında biraz dinlendikten sonra düşüşün devam edebileceğini söyleyen İman, "Borsa 36,000'e yönelebilir ancak bu üç gün sonra da olabilir bir hafta sonra da" dedi.
Bu hafta endekste destek seviyelerinin ön planda olacağı, denge bulma açısından öncelikle dış piyasalardaki dalgalanmanın durulması gerektiği belirtildi.