Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Tevfik Bilgin, ''Banka satışları hafif bir konu değil, geçmişte ne gibi sorunlar yarattığı Yüce Divan'da takip ediliyor. Dolayısıyla bir belgeyi gerekirse 10 kere isteriz ve bütün resmi görmek isteriz'' dedi.
Bilgin, Okan Üniversitesinde düzenlenen ''KOBİ'lerin Finansman Sorunları ve Anadolu Yaklaşımı'' panelinin ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Kredi kartlarından alınan aidatlara ilişkin soru üzerine Bilgin, BDDK olarak görevlerinin hem tasarruf sahiplerinin haklarını hem de bankaların menfaatini korumak olduğunu, dolayısıyla bu ikisi arasında denge bulmanın çok önemli olduğunu söyledi.
Konuyu
izlediklerini anlatan Bilgin, esas olanın Borçlar Kanununda da belirtildiği üzere sözleşmeler olduğunu ifade ederken, ''Eğer siz bir bankayla bir sözleşme imzaladıysanız ve bu sözleşmede hüküm varsa ona uymak zorundasınız. Eğer sözleşmede hüküm yoksa bahsettiğiniz Tüketici Mahkemelerinin verdiği karara göre uygulama yapmak lazım. Dolayısıyla bankalarla tüketiciler sözleşme esasına göre bu sorunu çözecektir. Her sorun için de kanun çıkarmak yanlıştır'' dedi. Kredi kartı kullanımının hassasiyet isteyen bir enstrüman olduğunu, kullanıcı olarak kredi kartında çok dikkatli davranmak gerektiğini aktaran Bilgin, şunları kaydetti:
''Dolayısıyla bundan sonraki uygulamalarda da bankalar ve tüketiciler bunu çözecektir. Ama bizim görevimiz, nitekim bugünlerde bir yönetmelik çıkaracağız, bunu Resmi Gazete'ye yolladık. Bu, kredi kartlarına ilişkin yönetmeliktir. Orada da yine aynı esaslarla bankalarla tüketiciler arasında dengeyi kurmaya çalışıyoruz ve tüketicilerin birçok konuda hakkı bu yönetmelikte de korunmaktadır.''
TEKFENBANK'IN SATIŞ ONAYI
BDDK Başkanı Bilgin, Tekfenbank'ın onay sürecinin uzamasına ilişkin BDDK'ya yöneltilen eleştirilerin hatırlatılması üzerine, ''BDDK kurulduğu günden bugüne çok önemli kararlar alıyor. Eğer basına açıklanması gerekiyorsa bu kararı sizlerle paylaşıyoruz. Çoğu karar bizde saklıdır. Dolayısıyla ben BDDK'nın verdiği kararları hiçbir şekilde tartışmam. Bu kararlar, tamamen kurul üyelerimizin kendi vicdanlarıyla sektörü gözlemlemeleriyle ve aldıkları bilgilerle verdikleri kararlardır. Kararlar da bir şekilde duyuruluyor'' şeklinde konuştu.
Konuşmalarında banka ismi vermemeye özen gösterdiğini, burada da banka ismi vermeyeceğini kaydeden Bilgin, şöyle devam etti:
''BDDK özerk bir kurumdur. Aldığı kararlarda bütün ekonomiyi değerlendirir ve işleyen geminin çarklarından önemli bir çarktır, ayrı bir çark olarak düşünülmemelidir. Kendi başına işlemez. Dolayısıyla aldığımız kararların dalga etkisi, sinyal etkisini de hesaplayarak karar alıyoruz. Bu kesinlikle sermaye düşmanlığı, paranın rengiyle, geldiği orijinle ilgili bir söylem değildir. Sadece ekonomik güvenlikle ilgili daha önce söylediğimiz hususlara devam ediyoruz. Bu söylediğimiz bankayla beraber bankacılıktaki yabancı oranı veya küresel sermaye ilgisi yüzde 20,7'den yüzde 20,8'e çıkmıştır. Yani binde 1'lik bir yükselme olmuştur.''
BDDK Başkanı olduğu tarihten bugüne hiçbir bankanın TMSF bünyesine alınmadığını hatırlatan Bilgin, bir çağrı yapmak istediğini belirterek, ''Eğer Türkiye'de yerleşik bir vatandaşımız yurt dışında bir ülkede bir banka ya da şube açmak isterse, o ülkede objektif kurallara, mevzuata aykırı bir uygulamayla karşılaşırsa, bunu da bize aktarırsa, belgelerse o ülkelerin Türkiye'deki bankalarına da benzer şekilde bur uygulama yapmak BDDK'nın görevidir. Şunu kastediyorum; özellikle bankacılık alanında yasalarımızda mütekabiliyet diye bir ilke yok ama mütekabiliyet olmasa da bizim çok saygın, başarılı iş adamlarımız başka ülkelerde böyle faaliyette bulunmak isterse ve o ülkeden ummadığı bir yanıtla karşılaşırsa ve bu objektif kurallara aykırıysa, lütfen gelsinler, bunu bizimle paylaşsınlar.Biz de aksiyonlarımızda bunu kullanırız'' diye konuştu.
Tekfenbank'ın onay sürecine hükümetin müdahil olup olmadığının sorulması üzerine Bilgin, ''Biz BDDK olarak Türkiye'de hiçbir kurumun ilgilenmediği bir büyüklükle ilgileniyoruz. 360 milyar dolarlık bir büyüklüğü, yönlendiriyoruz, denetliyoruz, gözetim yapıyoruz ve bununla ilgili raporları ilgili makamlara sevk ediyoruz. Dolayısıyla böyle bir büyüklüğü yönlendiren kurumun başındaki biri olarak ben gerektiği zaman, gereken makamları bilgilendiririm. Zaten yapmıyorsam sorun vardır'' dedi.
''Bankacılık sektöründe yabancı payı arttıkça, özellikle Yunan bankalarına yönelik tedirginliğiniz artıyor mu''' şeklindeki bir soru üzerine Bilgin, ''Ben banka ismi, ülke ismi vermiyorum. Zaten paranın rengi, geldiği orijin değerlendirme kapsamı dışına alınmalıdır. Niye? Bu ülkenin en büyük eksiği, paradır, sermayedir. Bizim paraya ihtiyacımız var. Ülkeye, mevzuata uygun gelen paraya hepimizin 'hoş geldin' demesi lazım'' görüşünü aktardı.
Tevfik Bilgin, yabancı ya da yabancı ortaklı bankaların performansına ilişkin yaptığı değerlendirmede, bu bankaların daha çok bireysel kredilerde çalışmak istediklerini ama bireysel kredilerin bir sınırı olduğunu, bu nedenle özellikle KOBİ kredileri gibi kurumsal kredilere de ilgi duymaya başladıklarını, bunları yakından izlediklerini anlattı.
Bankacılık sektöründeki yabancıların payına ilişkin sağlıklı gördüğü oranın ne olduğunun sorulması üzerine Bilgin, bunun değişen bir dinamik olduğunu, şu anda izleniminin tedirgin olacak bir oran olmadığını, bu söylemin bir miktar siyasi olarak kullanıldığına inandığını, şu an itibariyle çok fazla üzerinde durulmaması gerektiğini söyledi.
ALTERNATİFBANK'IN ONAY SÜRECİ
Alternatifbank'ın onay sürecinin ne zaman tamamlanacağının sorulması üzerine de Bilgin, teknik sürecin inceleneceğini belirterek, ''Arkadaşlar kılı kırk yarar, bu kılı kırk yarmak bazen bize eleştirilere neden oluyor. Bankaya (bu soruyu sordunuz, niye bu belgeyi istediniz) deniyor. Bu banka satışları hafif bir konu değil, geçmişte ne gibi sorunlar yarattığı yüce divanda takip ediliyor. Dolayısıyla bir belgeyi gerekirse 10 kere isteriz ve bütün resmi görmek isteriz. Sonra kurulumuza sevk edilir ve kurul üyeleri kendi inanışları, sektöre bakış açıları ve değerlendirmelerini katarak oylarını kullanırlar. Dolayısıyla daha olmamış bir olay hakkında yorum yapmak istemiyorum''
OTEL ODALARINDA MEVDUAT TOPLAYAN BANKALAR
''Bankalar Birliğinden bir uyarı gelmişti; otel odalarında kayıtlı olmayan bazı yabancı bankaların mevduat toplayıp kredi verdiğine dair. Sizin böyle bir tespitiniz var mı''' sorusuna Bilgin şu yanıtı verdi:
''Eğer bir temsilcilik sorduğunuz şekilde mevduat topluyorsa, bavullarla paralar gelip, yurt dışına gidiyorsa, bu çok ağır cezaları gerektiren bir husus ve bunun kara para kapsamında ayrıca değerlendirilmesi lazım. Zaten böyle bir değerlendirme yaparsak ucunu bırakmayız. Şu ana kadar böyle bir değerlendirmemiz yok. Bazı temsilcilikler öyle kullanılıyor ki yurt dışındaki ana bankayla yurt içindeki firma arasında bir köprü kuruluyor ve kredilere aracılık yapmaya başlanıyor. Bu son dönemde ağırlıklı olarak görülüyor. Kredilere aracılık edebilir ancak bir bankacılık faaliyeti büyüklüğüne getirmemesi lazım ve Türk bankalarının haksız rekabetle karşılaşmaması lazım. Bunu gerektiğinde bir şekilde bizim de düzenlememiz lazım. Şahsi düşüncem şudur; AB uygulamasında temsilcilik uygulaması giderek kalkmaktadır. Öyle bir zaman gelmeli ki bu temsilciliklerin hepsi şubeye çevrilmeli ve kayıtlarının izi tutulmalıdır. ''