|
|
|
|
|
|
Türbanlı Chanel olacak
"Türban benim işim değil, tercihim," diyen Rabia Yalçın, 'türbanlı modacı' olarak anılmaktan son derece rahatsız. Hedeflerini yüksek tutan tasarımcı, Chanel kadar tanınmış bir isim olmayı hayal ediyor.
'Burberry kadınından nefret ederim'
Adını 'türbanlı modacı' olarak duyuran Rabia Yalçın, Sudan'ın Darfur bölgesi yararına düzenlenen defile için gittiği New York dönüşünde sorularımızı yanıtladı.
"Nasıl Chanel'i yeni doğan bir çocuk bile biliyorsa, ben beş sene sonra öyle tanınmak istiyorum"
10 yıldır profesyonel olarak Haute Couture çalışan 40 yaşındaki Rabia Yalçın, Sudan'ın Darfur bölgesindeki krize dikkat çekmek ve bölgeye yardım etmek için New York'ta düzenlenen yardım amaçlı 'DesignersForDarfur' defilesine katılan tek Türk modacı. Onun adını 'türbanlı modacı' olarak duyduk. New York dönüşünde görüşmeye gittiğimizde, Nişantaşı'ndaki atölyesinde bizi oldukça modern bir kadın karşılıyor, hemen ayakkabıları dikkatimi çekiyor. 'Aynısından bende var' diye söze başlıyorum. Hatta o benden daha cesur, ben geceleri giyerken o gündüz giyiyor. Amerika'ya ilk gidişinde Donna Karan, Nicole Miller gibi tanınmış moda tasarımcılarıyla aynı podyumu paylaşan Yalçın'la sohbetimiz sürerken, adını daha sık duyacağımıza inanıyorum.
- Dünyaca ünlü moda tasarımcılarıyla birlikte aynı defiledeydiniz, sizi kutlarım. Neler hissettiniz? - Çok teşekkür ederim. Gerçekten de Türkiye adına çok gurur verici. Kendimi 'celebrity' gibi hissettim. Fotoğrafçılar, kameralar...
- New York'ta defileye gidişiniz nasıl gelişti? - Amerika'ya açılmayı planlıyorduk ve oradaki PR ajansımız birçok yayın kuruluşuna basın dosyalarımızı yollamış. Ve sanırım yolladığı yerlerden bir şekilde Lydia Hearst'e (Esquire ve Cosmopolitan'ın da içinde bulunduğu dergi grubu Hearst'ün varisi) ulaşmış ve kendisi Darfur defilesine dosyadaki elbisemle katılmamı istedi. Tabii ki biz de bu fırsatı kaçırmadık ve hemen gittik.
- New York'a ilk gidişiniz miydi? - Evet ilk gidişimdi ve New York'u o kadar çok filmlerden görmüşüz ki, hiç şaşırmadım. Enteresan gelmedi.
- Diğer tasarımcıların koleksiyonlarını nasıl buldunuz? - "Bu kıyafetle niye katılmış?" dediklerim çok oldu. Özensiz buldum tasarımları. Podyuma son çıkan, tamamı Afrika temalı tasarımı çok beğendim ama kimin tasarımı bilmiyorum. Organizasyonun ruhuna göre tasarımlar zayıf geldi.
- Time size yer verdi. Ayrıca birçok yabancı yayın sizden övgüyle bahsediyor. - Daha önceden de BBC ya da başka yabancı yayınlar benimle röportaj yapmışlardı. Hatta tasarımlarımın Türkiye için fazla olduğunu bile söylemişlerdi. 'Türkiye'deki modacılar' denildiği zaman akla benim ismim geliyor.
- Bunun nedeni ne sizce? - Tasarımlarımın farklı oluşu. Bu tarz tasarımlara alışık değiller.
- Sizin tarzınızla tasarımlarınızı bağdaştırmıyor olabilirler mi? - Yurtdışına açıldıkça kesinlikle başörtümle bağlamıyorlar beni, onu görmüyorlar. Sadece Türkiye'de 'türbanlı modacı' diye anılıyorum. Bunu bu şekilde çerçevelendirmek çok saçma.
- Peki türbanlı modacı diye anılmak sizi rahatsız etmiyor mu? - Rahatsız etmiyor. Türban benim işim değil, farklı bir tercihim. Ben işimle piyasaya çıkıyorum. Tabii ki türbanın işimin önüne çıkması üzücü. Bu dünyada böyle değil zaten, Türkiye'de böyle. Yurtdışında yaptığınız işle ilgileniyorlar. Kişisel görüşünüz, yaşam biçiminiz onları ilgilendirmiyor. Burada farklı lanse ediliyor ama zaman içerisinde bunun geçeceğine inanıyorum.
- Peki bütün bu gelişmeler sizi şaşırtmıyor mu? - Hayır, hiç şaşırtmıyor. Şansla ilgili olduğuna da inanmıyorum. Amerikalılar ürüne çok değer veriyorlar. Bir ışık buldukları için de destekliyorlar. Bütün bu olanlar benim zaten hayal ettiğim, inandığım şeyler, o yüzden heyecanlanmıyorum.
- Peki sizi ne heyecanlandırır? - İnanın bilmiyorum. Ama herhalde, kızıma gelinlik tasarlamak...
- Aileniz destek oluyor mu size? - Kesinlikle. Eşim en büyük destekçim. Nasıl "Her erkeğin arkasında bir kadın var," derler, benim de arkamda eşim var. Eşim cerrah, ikimiz de dikerek para kazanıyoruz (gülüyor).
- Tasarımlarınızı anlatır mısınız? - Benim elbiselerim iki yüzlüdür. Önden farklı bir kadın, arkadan farklı bir kadın görürsünüz. Hep haute couture yaptım ve çok seviyorum. Aynı kadını farklı şekilde görebilirsiniz. Her gün farklı bir kadın olsun. Burberry kadınından nefret ederim, çok sıkıcı.
- Diğer Haute Couture tasarımcılarına bakınca kendinizi nasıl görüyorsunuz? - Daha cesur buluyorum. Modayı takip etmeyen bir modacı olarak görüyorum kendimi, farkım da bu.
- Bu sezon Ralph Lauren, Prada gibi markalar koleksiyonlarında türbana yer veriyor. Bunun için ne diyeceksiniz? - Görmedim ama New York'ta Chanel, gözlük vitrininde başları sımsıkı kapatmış ve gözlükleri o şekilde sergilemiş. O dikkatimi çekti. Ama sizin dediğinizi de bir arkadaşım söyledi. Bir ara yine, eşarbın okullarda yasak olduğu bir dönemde Armani, vitrinlerinde tepki olarak bütün kadınların başını kapatmıştı.
ESRA ÇORUH
|
|
|
|
|
|
|
|
|