|
|
Anıtkabir'deki göbek bağı...
Bir kadının anne olma heyecanına saygı duymamak mümkün değil. Bir yanda büyük bir heyecan, öbür yanda bebeğin sağlıklı doğumu ve gelişimi için duyulan endişeler... İşte bu sebeplerden dolayı Gülben Ergen, uzun zamandır kafamın içinde dokunulmaz bir yerde duruyordu. Sonra cumartesi günü yazı işleri toplantısında o garip haberi duydum: "Atlas bebeğin göbek bağı Atatürk'e benzemesi için Anıtkabir'e yakın bir yere gömülmüş." Hurafeye dayansa bile bir ailenin çocuklarının Mustafa Kemal'e benzemesini istemesinden ancak sevinç duyarım. Göbek bağının gömüldüğü yer sadece aile içinde ya da dost sohbetinde kalsaydı, söyleyecek sözüm olmazdı. Ancak bu eylem gazetelere açıklanınca işin tadı kaçıyor. Konuya şüpheci olarak yaklaşınca akla Özcan Deniz'in yazdığı şiirden sonra 'Mustafa Kemal de Atlas bebek için bir PR malzemesi mi yapıldı?' sorusu geliyor. Yanıtın evet olma ihtimalini düşünmek dahi istemiyorum. Bu; işin tartışılacak yanlarından sadece biri. Diğer taraf daha beter. Haberini GÜNAYDIN'da okumuştum. Gülben Ergen akupunktur ile doğum yapınca, bu iş hemen moda haline gelmişti. Rol modelleri hem saç, burun, kaş, göz hem de davranış olarak taklit etmeyi seven bir toplumda; Atlas bebeğin göbek bağı haberi çeşitli sıkıntılar yaratabilir. Birisi Anıtkabir'e, bir diğeri Turgut Özal ya da Adnan Mendres için yapılan anıt mezarlara, çocuğunun zengin olmasını isteyenler; Vehbi Koç ya da Sakıp Sabancı'nın kabirlerine göbek bağları gömmeye kalkabilirler. "Bundan Gülben Ergen'e ne?" diyebilirsiniz. O zaman ben de size "Atlas bebeğin göbek bağının gömüldüğü yer bize neden açıklanıyor?" derim. Eskiden çocukların düşen süt dişleri, yerine yenisi çabuk gelsin diye damlara atılırdı. Gidişat yakın bir gelecekte birilerinin bize bu adeti de hatırlatacağını söylüyor. Haydi hayırlısı...
|