|
|
|
İstanbul için ne yapmalı?
Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın talimatıyla hazırlanan ''Global Finans Merkezleri ve İstanbul Raporunda'' İstanbul'un global değil, bölgesel bir finans merkezi olmayı hedeflemesi gerektiği belirtildi.
Vergi Konseyi ve Türkiye Sermaye Piyasası Aracı Kuruluşları Birliği (TSPAKB) tarafından hazırlanan araştırma raporunda, öncelikli dünyadaki global şehirler irdelendi. Raporda, bir şehrin global merkez haline gelebilmesi için, insan hayatının gerektirdiği ihtiyaçları bir bütün halinde karşılayabilecek ve yaşam kalitesini artıracak önlemlere sahip olması gerektiği vurgulandı.
Dünyada
belli sektörler ve iş alanlarında uzmanlaşmış şehirler bulunduğu da kaydedilen raporda, Milano'nun moda merkezi, Barselona'nın turizm merkezi, Lüksemburg'un yatırım fonu merkezi, Frankfurt'un bankacılık merkezi, Zürih'in özel bankacılık merkezi, Dublin'in finansal sektörün operasyonel işlemleri (back-office) merkezi, Brüksel'in hukuk merkezi, New York ve Londra'nın da sermaye piyasası merkezi olması bu duruma örnek gösterildi.
GLOBAL FİNANS MERKEZLERİ
Raporda, İngiltere Loughborough Üniversitesinde GaWC çalışma grubunun, dünyadaki şehirlere yönelik araştırması da yer aldı. Bu araştırmada, şehirler şöyle gruplandırıldı:
Alfa şehirler:
1. grup: Londra, Paris, New York, Tokyo. 2. grup: Şikago, Frankfurt, Hong Kong, Singapur, Los Angeles, Milano.
Beta şehirler:
1. grup: San Francisco, Sidney, Toronto, Zürih. 2. grup: Brüksel, Madrid, Mexico City, Sao Paulo. 3. grup: Moskova, Seul.
Gama şehirler:
-1. grup: Amsterdam, Boston, Caracas, Dallas, Düsseldorf, Cenova, Houston, Jakarta, Jahonnesburg, Melbourne, Osaka, Prag, Santiago, Taipei, Washington. -2. grup: Bangkong, Pekin, Montreal, Roma, Stockholm, Varşova. -3. grup: Atlanta, Barselona, Berlin, Buunes Aires, Budapeşte, Kopenhag, Hamburg, İstanbul, Kaula Lumpur, Manila, Miami, Minneapolis, Münih, Şanghay.
FİNANS MERKEZİ OLMANIN AVANTAJLARI
Dünyada global finans merkezi olmayı hedefleyen pek çok şehir ve bu tür merkezler yaratmayı amaçlayan pek çok ülke bulunduğu da vurgulanan raporda, bir şehrin, uluslararası finans merkezi olarak nitelendirilmeye başlanması halinde, buraya yoğun bir sermaye girişi olduğu kaydedildi.
Yabancı finans kuruluşlarının, yerli kurumlarla rekabetinin de, verimlilik artışı ve tasarruf sahiplerine daha kaliteli hizmet getirdiği ifade edildi.
İSTANBUL'UN DURUMU
Raporda, daha sonra Türkiye ve İstanbul'un durumu ele alındı. Türkiye'nin ekonomik büyüklük açısından dünyadaki 193 ülke arasında 19'uncu sırada yer aldığına dikkat çekilen raporda, son yıllardaki ekonomik büyüme ve istikrarın devamı halinde 17'inci sıraya yerleşme potansiyeli bulunduğu bildirildi.
Türkiye'nin Hollanda ve Avustralya'yı geçip, 15'inci sıraya çıkabilmek için ekonominin 2 kat büyümesi gerektiği belirtilen raporda, şu değerlendirme yapıldı.''Türkiye, global ekonomik büyüklüklerle kıyaslandığında orta sıralarda yer almaktadır. Dolayısıyla, uluslararası finansal merkezlerle rekabet edebilmesi güçleşmektedir. Bu sebeple, finans merkezi olma hedefinin 'global' değil, 'bölgesel' olarak belirlenmesi daha gerçekçi olacaktır.
İstanbul, hiç şüphesiz ki, Türkiye'nin ekonomi ve finans merkezidir. Türkiye ise Doğu Avrupa, Ortadoğu ve Orta Asya bölgesinde en büyük ekonomiye sahip ülkedir. Dolayısıyla İstanbul, bu coğrafi alanda, bölgesel bir finans merkezi haline kolaylıkla gelebilecek potansiyele sahiptir.''
İstanbul'un özel bir takım düzenlemelerle, yasal ve vergisel avantajlarla, tanıtım ve pazarlama faaliyetleri ile finansal ortaklık merkezi haline gelebileceği kaydedilen raporda, daha sonra şu görüşlere yer verildi:
''Finansal ortaklık fonları, İstanbul'da yerleşik olarak kurulup, çevre ülkelerdeki yatırımlarını yönlendirebilirler. Ancak bu hedef, İstanbul ve Türkiye için küçük bir hedef olacaktır.
İstanbul ve Türkiye'nin bölgesel bir güç haline gelmesi için finans merkezi tanımının geniş tutulması gerekmektedir. Bunun için bir çekim merkezi oluşturulması hedeflenmelidir. Türkiye, GSYİH büyüklüğünde dünyada 19, nüfus büyüklüğünde 16'ıncı sırada bulunmasına rağmen, borsanın piyasa değeri açısından 26'ncı sıradadır. İMKB, sahip olduğu potansiyeli tam olarak yansıtamamaktadır.
İMKB, kolaylıkla bölgesel bir çekim merkezi haline gelebilir. Burada İMKB'nin öncelikle idari ve mali özerkliğe kavuşması gerekmektedir. Bunun için de hızlı bir şekilde özelleşmesi sağlanmalıdır. Daha ileri bir aşamada, Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası A.Ş'nin İstanbul'a taşınması ve İMKB ile birleşmesi değerlendirilmelidir.''
İSTANBUL İÇİN NE YAPILMALI?
İstanbul'un bölgesel bir merkez olması için şehrin altyapısının iyileştirilmesi zorunluluğuna da işaret edilen raporda, İstanbul'un en önemli sorunları ''Trafik ve plansız yapılaşma'' olarak belirtildi.
Trafik sıkışıklığının zaman kaybına neden olduğu, bunun da verimlilik kaybı yarattığı ve iş yapmanın maliyetini arttırdığı vurgulanan raporda, iş alanlarının yoğunlaştığı merkezlerdeki büyük alış veriş merkezleri ve gökdelen inşaatlarının da trafik sorununu daha karmaşıklaştırdığı anlatıldı. Artan güvenlik sorununa da dikkat çekildi.
Raporda, İstanbul'un finans merkezi olmasına dönük, genel ve özel öneriler de şu şekilde sıralandı:
''Büyük ve istikrarlı bir ekonomik yapıya, güçlü bir para birimine ve canlı bir iç piyasaya sahip olunmalı.
-AB'ye üyelik sürecinde, kayıtlı ekonomiyi genişletme programı uygulanmalı. -Finans sektörü, güçlü bir yapıya kavuşmalı, likit, derin ve uzun vadeli yatırım yapabilen bir sermaye piyasası olmalı. -Vergi sistemi kalıcı, istikrarlı, şıkça değişmiyor olmalı. Uygulama açısından da açıklık ve netlik bulunmalı. -Esnek iş gücü piyasası olmalı. Finans sektörünün ihtiyaç duyduğu yabancı dil bilen nitelikli iş gücüne sahip olunmalı. -Sosyal ve kültürel hayatın canlılığı, eğitim imkanlarının çeşitliliği sağlanmalı. -İstanbul'un özellikle kentleşme, altyapı, çevre, ulaşım, telekomünikasyon ve güvenlik sorunlarına kentsel dönüşüm projeleri çerçevesinde çözüm üretilmeli. -Toplu taşıma sistemi iyileştirilmesi, metro ve benzeri raylı sistemler genişletilmedir. -İstanbul'da temsilcilik açmak isteyen yabancı finans kurumu, uygun büyüklükte ve maliyette ofis alanı bulabilmeli. -Temiz ve atık su, elektrik, doğal gaz gibi altyapı sistemleri kesintisiz hizmet verir şekilde olmalı.''
VERGİ KONSEYİ BANKANI UYSAL
Raporun son bölümünde bu hedefe ulaşılması için İstanbul Büyükşehir Belediyesinin de içinde bulunacağı kamu kurumları ile özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarından oluşan ''İstanbul Finansal Merkezi Platformu'' nun kurulması da önerildi.
Bu arada Vergi Konseyi Başkanı Mustafa Uysal da, hükümetin para ve sermaye piyasaları konusunda önemli adımlar attığını belirterek, şunları söyledi:
''Kurumlar vergisi oranının yüzde 20'ye düşürülmesi ile de ülkemiz para ve sermaye piyasaları açısından çok uygun vergi ortamına kavuştu. Bu yapı, İstanbul'un Finans Merkezi olmasının yolunu açtı. Nitekim uluslararası yatırım bankalarının son dönemlerde Türkiye'de faaliyete geçmelerinde bu gelişmelerin önemli bir rolü olmuştur. Şimdi sıra, diğer şartların da uygun hale gelmesini sağlamaktır. Bugüne kadar sürdürülen ekonomik istikrar, işin temelidir. Diğer şartlar da gerçekleştirilirse, İstanbul, Bölgesel bir Finans Merkezi olabilir. İstanbul'un 2010 Avrupa Kültür Başkenti olması da bu sürece çok ciddi katkı sağlayacaktır.''
AA
|