Hastaya kanser olduğu söylensin mi?
Eşime akciğer kanseri teşhisi kondu. Teşhisi hastaya söylememesi için doktorumuza rica ettik. Ama, 'hastanın bilmesi gerekir' diyerek ona açıkladı. Tahmin ettiğim gibi, kocam çok sarsıldı. Keşke doktor bizi dinleyip, 'önemli bir şeyin yok, ciğerinde iltihap var geçecek' filan deseydi. Sizce hekimin yaptığı doğru mu?
Siz hasta olsaydınız, hastalığınızı bilmek istemez miydiniz? Ya da hekiminizin, size yalan söylemesini ister miydiniz? Her insan gibi kanser olan hastanın da kendisiyle ilgili gerçeği öğrenme hakkı vardır. 'Hastalığım neyse bana söyle' diyen bir kişiye, hekimin doğruyu söylememesi, kabul edilemez. Ancak hastanın, kendisiyle ilgili tıbbi gerçeği öğrenmeme hakkı da vardır. Eğer hasta hastalığını sormuyorsa, hekimin 'bilgi almak isteyip istemediği' sorusuna olumsuz yanıt veriyorsa ve 'bana söyleme' diyorsa; hekimin böyle bir hastaya, 'kansersin' deme hakkı yoktur. Bir istisnai durum da şudur ki; eğer teşhisin söylenmesinin, hastada aşırı olumsuz bir tepkiye yol açacağı (depresyon ve tedaviyi reddetmek gibi) kuvvetle tahmin ediliyorsa; gerçek, hastaya tam olarak söylenmeyebilir veya söylenmesi geciktirilebilir. Ancak yakınlarının isteği üzerine değil, hekimin tespitine göre böyle bir yaklaşım tercih edilebilir.
USULÜYLE
SÖYLENMELİ Kaldı ki bu durumda hekim; tıbbi gerçeği kısmen gizlese bile, hastasına asla yalan söylememeli. Hastanın, hastalığı hakkındaki sorularına doğru cevaplar vermeli. Ancak, bütün doğruları, hemen söylemesi doğru olmayabilir. Zaten kanserli hastalar; açıkça dillendirmeseler bile çoğu zaman hastalıklarının farkındadırlar. Tıbbi gerçeğin, hastadan uzun süre saklanabilmesi pek mümkün değildir. Hastalar; reçete, hasta dosyası, kullanılan ilaçlar, ilaçların yan etkileri, hastalığın seyri, tahlil raporları ile vizitlerde hekim ve hemşirelerin konuşmalarından, hatta konu-komşunun sözlerinden kendileriyle ilgili gerçeği bir şekilde fark ederler. Hekimin 'önemli bir şeyin yok, ciğerin iltihaplanmış' demesi, o hastanın hekime duyduğu güveni yok eder. İşte, asıl olarak bu durumda, hasta kendisine yalan söyleyen hekime tedavi olmayı istemez. Ancak, tıbbi gerçeğin hastaya söylenmesinin de bir usulü vardır. Hastaya yavaş ve kademeli olarak bilgi aktarılmalı, sorun açıklanırken çare ve tedavi biçimi birlikte anlatılmalı. Hastanın yaşamla bağı ve iyileşme umudu sarsılmamalı. Kuşkusuz, bu bir üslup sorunudur. Hastasını önemseyen, acısını paylaşan, ona zaman ayıran, sabırla dinleyen, onun sorununa çare arayan ve umudunu artıran empatik bir hekim davranışı; iyi bir tedavi kadar, bazen de bundan daha önemlidir.
Prof. Dr. Tevfik Özlü
|