|
|
Baykal: Hayalden öte resmi çerçeve
CHP lideri Deniz Baykal dün Güvenlik Konferansı için Münih'e gelirken uçakta iki konuya giriyor. Birincisi, Hrant Dink suikastını düzenleyenlerin son açıklamaları. İkinci ise Hürriyet köşe yazarı Emin Çölaşan hakkındaki gelişmeler. İlkinden başlarsak... Cinayeti işleyenlere ilişkin kurduğu mantık bağlantılarına bakıldığında, Baykal'ın bazı önemli verilere sahip olduğu izlenimini alıyoruz. Sohbetimize dönersek... Baykal, cinayeti azmettiren olarak bilinen Yasin Hayal'in dün gazetelerde yer alan "Dink cinayetini asıl Erhan Tuncel organize etti. Polis muhbirliğini bilseydim daha önce itirafta bulunurdum" şeklindeki sözlerini anımsattı. Ardından, "Yasin Hayal gerçeği söyleme durumunda kalmış olabilir, iddiası dikkatle tahkik edilmelidir..." dedi.
Emniyet şüphesi CHP lideri, Hayal'in cinayeti "Erhan Tuncel'in yönlendirdiğine" ilişkin iddiasının kesinlik kazanması halinde "çok daha vahim sonuçlara ulaşılacağı" kanısında. Gerekçesini de şöyle koydu: "O zaman Emniyet'in resmen istihbarat elemanı olarak kullandığı Erhan Tuncel'in bu işin planlamasında aktif rol oynadığı ortaya çıkar. Bunu sadece bu kişinin bireysel oyunu olarak anlamak güçleşir. Senaryoyu yazanın sadece bu kişi olduğunu düşünmek güçleşir, resmi çerçevesine, bağlantısına ilişkin kaygılar yükselir. Erhan Tuncel'in bu olayı kişi olarak tek başına planlayıp kurguladığını, koskoca emniyet müdürleri istihbarat daire başkanlarını piyon gibi kullandığını tasavvur etmek imkansız hale gelir. Çok daha ciddi sorumluluk ortaya çıkar..." Baykal, gelişmelerin "cinayetin bir lümpen gencin inisiyatifinden ibaret olduğu düşüncesini zayıflattığı" inancında. "Erhan Tuncel'in polis muhbiri" olduğunun kesinleştiğini anımsatıp, bundan sonra işin nereye varacağına dönük öngörüsünü de sakınmadan söyledi: "Eğer doğrulanırsa, resmi çerçeve içinde birilerinin onları yönlendirmiş olabileceği ciddi bir olasılık olarak ortaya çıkar ve olay Türkiye'deki emniyet teşkilatı ve arkasındaki siyasi kadroyu çok ciddi sorumluluk altına sokar..." CHP lideri, Hayal'in iddiaları doğru olmasa bile, "bugün için Emniyet teşkilatı ve İçişleri Bakanlığı kadrolarının izlediği güvenlik politikasının yanlış olduğunun görüldüğünü" de söyledi. Sözlerini sürdürdü: "Eğer olayın resmi himaye ve yönlendirme ile gerçekleştirilmiş olduğu ortaya çıkarsa o zaman sadece birkaç resmi kişinin buna karıştığı ve sorumluluğun onların üzerine atılması gibi bir durum olmaz. Bu olayın ihmal, dikkatsizlik ve umursamazlıktan ibaret olmadığı, bir yönetim zafiyeti olduğu görülür."
Üçüncü halka Baykal, "büyük ağabey Erhan Tuncel" in yakalanması sonrasındaki suskunluğunun gerisinde yatan nedenleri de "arkasında bir güvenin olduğuna inanmasına" bağlayıp ekledi: "Olayın üçüncü halkası da ortaya çıkıyor. Birinci halka icra edeninin arkasındaki Yasin Hayal , ikinci halka Yasin Hayal 'in arkasındaki Erhan Tuncel , üçüncü halka ise Tuncel 'in arkası. Şimdi bakın o kişi 'Hani faili meçhul kalacaktı?' diyor. Bunun ne anlama geldiği anlaşılıyor. Olayın failinin cinayeti işledikten sonraki büyük bir özgüvenle rahatlık içinde elini kolunu sallayarak giysilerini bile değiştirmeye gerek duymadan memleketine gitmeye yönelmiş olması, kuşkulu rahatlığı bu gelişmeler ışığında anlam kazanmaktadır. Bu arkasındaki belirli bir güven duygusunun yansıması olarak da değerlendirilebilir." Baykal'a göre Dink'i vuran Ogün Samast'ın görüntüleri özel bir güvenlik kamerasına takılmasa, olay faili meçhul olarak kalacaktı. CHP liderinin Dink suikastına bakışı böyle.
|