| |
Bizim asıl ata sporumuz "Gölge boksu"dur
Bazılarına göre bizim ata sporumuz cirittir, bazılarına göre de güreştir. Oysa sosyo-politik geleneklerimizi ve bugünkü yaşamımızı derinine inceleyenlere göre bizim ata sporumuz "Gölge boksu"dur. Gölge boksu bir dövüşçünün kaslarını ve vücut esnekliğini geliştirmek ve ısınmak için yaptığı antrenmandan çok öteye amaçlar içerir. Gölge boksu yapan bir dövüşçü, müstakbel rakibinin muhtemel hamlelerine karşı nasıl karşı çıkışlar yapacağını dener. Bunu Bruce Lee'nin filmlerindeki gibi ayna karşısında yaparak, kendini de kontrol eder. Birbirleri ile dövüştükleri zaman ne toplumsal ne de siyasal istikrarın ayakta kalabilmesi mümkün olan bizim sosyo-politik yaşamımızın aktörleri, tarihten bugüne hep birbirleri ile bir gün hesaplaşacaklarını düşünerek, sürekli gölge boksu yapmaktadırlar. Bürokrasi siyasetçilerle, güvenlikçiler istihbaratçılarla, bürokrasi bürokrasiyle, yargı siyasetle, medya medyayla, jandarma polisle ve birbirleri ile kavga etmemeleri gereken her kesim, birbiriyle ileride yapacakları kavgaya gölge boksu yaparak hazırlanmaktalar.
TEHDİT VE TEHLİKELER Bu kavganın doğrudan yapılması hem anayasal düzene, hem hukukun ve demokrasinin genel ilkelerine aykırı olduğundan ve en hafif deyişi ile "Ayıp" kaçtığından, gölge boksu yapanlar bunu medya üzerinden sürdürürler. Gölge boksörlerimiz, rakiplerinin kendilerince "Zayıf noktalar" ını saptadıktan sonra, bunlara sanal ringde ve halkın seyirciliğinde yumruk atıp, tekme sallarlar. Bu zayıf noktalar üzerindeki işleyiş sonunda, toplumda ve devlette "Tehdit ve tehlike" algılamalarının listesi oluşur. "Şeriat tehlikesi", "Bölünme fobisi", "Avrupa Birliği tehlikesi", "Yabancı sermaye tehdidi" bunlardan güncel olan bazılarıdır. Bir dönemde de kentli orta sınıflar apartman kapıcılarının bir gün kapılarını çalacağına ve "Çıkın buradan. Artık bu katta biz oturacağız" diyeceklerine inandırılarak "Komünizm tehdidi" ne inandırılmışlardı.
SEÇİMLER GELİYOR Sosyo-politik yaşamımızın gölge boksu yapan aktörleri, adrenalin salgısının güdüsüne fazlaca kendilerini kaptırınca, çalıştırıcıları bunların önüne bazen konu mankenleri ve bazen de tetikçiler atarak, fazla enerjiyi dağıtmaya çalışırlar. Ama bazen bu antrenmanlarda iş öylesine çığırından çıkar ki, gölge boksu yapanlar kendi bölmelerinden fırlayıp birbirlerine saldırırlar ve o sırada ne hukuk, ne demokrasi ayakta kalır. Bizim gölge boksörleri bugünlerde antrenmanlarını yoğunlaştırmış durumdalar. Çünkü önümüzde bir cumhurbaşkanlığı seçimi, bir de genel seçim var. Bugünlerde gölge boksu antrenmanları medyaya en fazla haber olarak yansıyanlar ise, "Güvenlik Bürokrasisi"nin mensupları.
GÜVENLİK BÜROKRASİSİ Bütün dünyadaki tasnife göre, "Asker, jandarma, polis, istihbaratçılar ve gümrük memurları"ndan oluşan "Güvenlik Bürokrasisi"nin mensuplarının birbirleriyle eşgüdüm halinde çalışmamaları halinde, ülke güvenliğinin zedeleneceği kesindir. Şimdi bu kesimlerin kendi içlerindeki ve aralarındaki muhtemel hesaplaşmalara dayalı yapılan gölge boksu bile, ülkede kafaların karışmasına yetmiştir. Koca bir ülkeyi üzerinde her kesimden kamu sorumluluğu taşıyan insanların gölge boksu ringine dönüştürenler, aslında bu ringin, daha büyük hesaplaşmaların sıcak savaşlar şeklinde devam ettiği "Ortadoğu ringi"nin orta yerinde bulunduğunu, nedense görmezden gelmekteler. Aynı ırktan ve aynı dinden insanların bir anda nasıl birbirlerinin boğazına sarıldığını, bizim gölge boksu tutkunlarımız Irak'a bakıp, anlamaya çalışmıyorlar bile. Bunlar sade devlete olan güveni değil, ülkenin istikrarını ve 70 milyonu aşkın insanın yarına dönük ümitlerini de, boşluğa atılan tekmelerine, yumruklarına hedef kılıyorlar.
|