| |
|
|
Emniyet darmadağın
Hrant Dink cinayeti, Emniyet Teşkilatı'ndaki kavgayı su üzerine çıkardı. Cinayet sonrası gelişmeler gösteriyor ki, canımızın, malımızın güvencesi polis teşkilatı "paramparça." Polis içinde gruplaşmalar var ve bu gruplar birbirini yıpratmak için çevreye haber üzerine haber yayıyor ve bu haberlerin büyük bölümü doğru... Ama bu doğrular grupların birbirine karşı üstünlük kurması için sızdırılıyor, kullanılıyor. Son olay dün patladı. İstanbul Emniyeti İstihbarat Şube Müdürü'nün "Sorumluluk bende, Hrant Dink'le ilgili istihbaratı üstlerime iletmedim" dediği haberi ANKA Ajansı tarafından abonelerine iletildi. İstanbul Emniyeti'nden ulaştığımız üst düzey bir yetkili, İstihbarat Şube Müdürü'nün böyle bir açıklama yapmadığını, haberin doğru olmadığını söyledi. Daha sonra akşam 21.00 sıralarında İstanbul İstihbarat Şube Müdürü'nün görevden alındığı haberi ulaştı. Kendisini aradık. Görevden alındığından haberi yoktu. Ancak yarım saat sonra kendisine görevden alındığı tebliğ edildi. Bu arada ilginç bir gelişme daha oldu, İstanbul İstihbarat Şube Müdürü, daha önce doğru olmadığı söylenen "Sorumlu benim" sözlerini kabullendi. ANKA'nın haberi doğrulandı. İstihbarat Şube Müdürü'ne atfen yapılan bu sızıntının kaynağının R.G. isimli bir üst düzey emniyet görevlisi olduğu da hemen bu gelişmenin ardından sızdırıldı. Aynı kaynaklar, "Celalettin Cerrah'a fatura kesmek isteyenler var. Ancak Cerrah bu işte çok temiz. Ama bu görevden alma biraz pis kokuyor" diyorlar. Ve yine ilginç bir bilgi. Samsun Emniyeti'nde Ogün Samast'ın eline bayrak verilerek "poster" görüntüleri çekilirken, Samsun Emniyet Müdürü'nün de orada hazır bulunduğu söyleniyor. Polis içinde bir hesaplaşma var. Tarikatçılar, sade polisler herkes birbirine girmiş vaziyette. Sıkılan kurşunlar Hrant Dink'i öldürdü. Emniyet ise ağır yaralı. Tabii Emniyet'i yıllardır adı var, kendi yok bir müdürle yönetirsen ve aylardır da bu koltuğu boş bırakırsan olacağı budur.
|