|
|
'Eğer gücüm olsaydı...'
"Roman çocuklarla ilgili çok düşüncem var, ama herhalde gücüm yetmeyecek. Onları takside taşıyorum, dertlerini dinliyorum. Eğer gücüm olsaydı, bir hafta boyunca evlerine girerek, onlarla beraber yemek yiyip çay içerek, o gün kim kaç para kazanmış, eve kaç para girmiş, ne harcamışlar, gerçek dertleri nedir, öğrenmek isterdim. Roman oldukları için birçoğuna iş verilmiyor. Bu çocuklar haliyle hırsızlık, kapkaç yapıyor. Biz sadece yargılıyoruz. Ama iş verilmiyor. Ben iş verilmediğini ama ne kadar istediklerini şuradan biliyorum: Bir gece Dolapdere'den aldığım bayan bir müşteriyi dinledim. 'İyi, soymuyorlar dükkânınızı,' dedim. Dükkânı yeni açtıkları zaman çok soymuşlar. Sonra biri 'Romanlardan birini işe alırsanız size dokunmazlar, bak bu bizi çok seviyor, bize ekmek yediriyor derler,' demiş. Bunun üstüne oradan bir eleman aldıktan sonra sokakta bakan bile kalmamış. Çünkü artık 'O bize ekmek yediriyor,' diye düşünmüşler. Olayın vehameti burada. Biz sadece sorguluyoruz, ama hiçbirimiz bir Roman'ı yanımızda çalıştırmayı düşünmüyoruz.''
|