Amerika'daki hava
Hrant Dink öldürüldüğünde, New York'taydım. New York Times, birinci sayfadan kocaman bir fotoğrafla yayınladığı manşet haberinde "Ermeni yazar, Ermeni soykırımı konusundaki görüşleri nedeniyle öldürüldü" diyordu. Taksi şoföründen bankacısına kadar herkes Hrant Dink'i sordu. West Village'de ufak lokantadaki Fransız barmen, Türkiye'de gelişen kontrolsüz milliyetçilikten dem vurdu. Ertesi gün cenazedeki tablo ise, Türkiye karşıtı atmosferi tam tersine çevirdi. Genelkurmay'dan hükümete kadar herkesin olayı en sert dille kınaması, Ermenistan'la yeni diyalog kapısının aralanmış olması, Türkiye'nin imajını bir kez daha kurtardı. Ancak yine de konuştuğum herkes, bana usulca "Maalesef bu yıl Ermeni tasarısı geçecek. Geçmemesi neredeyse imkansız" diye fısıldayıp durdu. Ermeni tasarısı, Amerikan hükümetinde Türkiye'ye yönelik bir tavır değişikliği olduğu için değil, ara seçimlerde George Bush'a karşı büyük galibiyet kazanıp Kongre'yi ele geçiren Demokratlar kararlı gözüktüğü için geçecek deniyor. Bu ortamda hem Ankara, hem de Washington kapalı kapılar ardında Ermenistan'la makul bir pazarlık yürütmeye çalışıyor. Ancak "diaspora gerçeği" Ermenistan'ın taleplerinden çok farklı. Üstelik bu yıl Washington'daki Musevi lobisinin de "yüzde 100" Türkiye'nin arkasında olduğunu söylemek zor. O yüzden hem Ankara hem de Washington'da diplomatlar harıl harıl "nisan sendromu" na hazırlanıyor. Bu arada Amerikalıların merakla Genelkurmay Başkanı Org. Büyükanıt'ın gezisini beklediklerini gözlemledim. Önümüzdeki hafta Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün gezisi, Ermeni tasarısını engellemeye yönelik olacak. Ancak kilit askeri konular, Yaşar Paşa'nın şubat ortasında yapacağı ziyarete kalacak. Org. Büyükanıt bu gezide ABD Genelkurmay Başkanı Pace ve Pentagon'un yeni patronu Robert Gates ile görüşecek. Beyaz Saray'da George Bush'un Ulusal Güvenlik Danışmanı Steve Hadley ve çeşitli kanaat önderleriyle bir araya gelecek. Askerin gündemi, Irak ve PKK. Amerikalılar büyük bir endişeyle Türk ordusunun bu yıl sınır ötesi operasyon yapıp yapmayacağını merak ediyor. Kuşkusuz Yaşar Paşa'ya da bu yönde sorular gelecektir. Asker Kuzey Irak'taki PKK kamplarına yönelik operasyonun bir "ihtiyaç" olduğunu her fırsatta söylüyor. Ancak kuşkunuz olmasın, operasyon kararı Washington değil Ankara'da alınacaktır. Genelkurmay Başkanı, geçmiş Washington gezilerinde, kendisine yöneltilen siyasi ima ve talepleri "Ben askerim. Askeri konuları konuşmaya geldim" diyerek ustaca ötelemişti. Bu kez de Yaşar Paşa TSK'nın Irak'ta PKK'ya atacağı adımlar konusunda diplomatik gizemi koruyacaktır. Yaşar Paşa'nın gezisinin önemli bir ayağı, Irak'taki ABD güçlerinin yeni komutanı David Petreaus ile yeni bir diyalog imkanı. Petreaus, Türk basınında yanlışlıkla "Çuvalcı General" diye anıldı. Oysa Süleymaniye olayı sırasında baskını yapan Kerkük'teki birliğin değil Musul'daki 101'inci Hava İndirme Tugayı'nın komutanı olan Petreaus'un olayla hiçbir bağlantısı yoktu. Basın bilmese de asker kimin neyi yaptığını gayet iyi biliyor. Bu yüzden ABD'nin Irak'ta yepyeni bir planı devreye soktuğu günlerde, Yaşar Paşa'nın TSK çevrelerinde "iyi bir general" olarak bilinen Petreaus ve Gates ile yapacağı temaslar, son derece önemli olacak.
|