|
|
|
|
|
Hitler'in heykeltıraşına 5 bin lira verip Atatürk heykeli satın almıştık
|
|
Türk Tarih Kurumu'nun uzun yıllar genel müdürlüğünü yapan tarihçi Uluğ İğdemir, 1976'da yayınladığı "Yılların İçinden" isimli hatıralarında, Dolmabahçe Sarayı'na 1937'de yerleştirilen bir Atatürk büstünün hikâyesini anlatır. 1937 Eylül'ünde, Dolmabahçe Sarayı'nda Türk Tarih Kongresi toplanacaktır. Çok sayıda yabancı bilginin de davet edildiği kongre münasebetiyle, sarayın Muayede Salonu'nda bir tarih sergisi düzenlenmesine karar verilmiştir. Çeşitli ülkeler, sergiye değişik eserler gönderirler. Fransa'dan Kanuni Sultan Süleyman'ın sadzamı İbrahim Paşa'nın Kral Birinci François'e yazdığı mektupların orjinalleri gelir, Irak da bazı arkeolojik eserler yollar.
SİVAS'TAKİ
ALMAN MİMAR Serginin hazırlıklarını, İstanbul Belediyesi'nde çalışan Alman şehircilik uzmanı Prof. Wagner yapmaktadır. Wagner, dünya medeniyetinin tarih öncesinden cumhuriyet dönemine kadar geçirdiği safhaları gösteren bir sergi planlar. Serginin girişinde büyük bir dünya haritası, haritanın önünde de Atatürk'ün büstü yeralacaktır. Büst için, Almanya'nın başında bulunan Nazi lider Adolf Hitler'in çok önem verdiği bir heykeltıraş ile, Josef Thorak ile temasa geçilir. Thorak o sırada bir anıt projesi için Türkiye'ye gelmiştir ve Sivas'tadır. Sivas'a gönderilen bir telgrafla İstanbul'a davet edilen Thorak, sergi mekânı için en uygun Atatürk büstünün kendisi tarafından yapılan ve o sırada Münih Sanat Müzesi'nde bulunan eser olduğunu ana büstün Türkiye'ye getirtilmesi için Alman Hükümeti'nden izin alınması gerektiğini söyler.
HİTLER'İN ÖZEL İZNİ Sergi yetkilileri Berlin'e, Alman İçişleri Bakanlığı'na telefon eder ve Mühin'teki büstün sergi için İstanbul'a gönderilmesi talebinde bulunurlar. Alman İçişleri Bakanı, eserin Hitler'in izni olmadan Almanya'dan çıkartılamayacağını ama izin vermesi halinde büstün İstanbul'a gönderileceğini söyler. Cevap, bir saat sonra gelir. Dolmabahçe Sarayı'nı arayan Bakan, Hitler ile temas ettiğini ve Atatürk'ün ismini duyan liderin, büstün derhal gönderilmesini emrettiğini anlatır. Büst, Bremen üzerinden vapurla İstanbul'a yollanır ve sergiye yerleştirilir. Atatürk büstü görünce çok beğenecek, "Bu artık memleket dışına çıkamaz" diyecek ve Türk Tarih Kurumu, sergideki büstü 5 bin liraya satın alacaktır. Sergi, Atatürk'ün vefatından sonra kaldırılır ve Ankara'ya götürülen büst Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi'nin holüne yerleştirilir. Türk Tarih Kurumu'nun binasının inşa edilmesinden sonra aslı kurumun giriş holüne taşınır ve yaptırılan bir kopyesi de fakülteye gönderilir. Uluğ İğdemir'in anlattığı büst hadisesinin ayrıntıları, bunlardan ibaret. İğdemir, büstün "Almanya'nın asil mermeri" adı verilen koyu yeşil bir blok mermerden yapılmış olduğunu söylüyor. Bu büstün 25 lira 80 kuruş harcanarak kaldırılan heykel olup olmadığı konusunda ise bilgimiz yok.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|