* Herkes bir yabancı ortaklık peşinde. Siz ne düşünüyorsunuz? Ben buna çok üzülüyorum. Kendimize yeteri kadar güvenmiyoruz. Oysa biz bu topraklarda büyüdük, bu toprakların katmanlarını, tüketicisini tanıdık. Bunu yabancılardan çok daha iyi biliyoruz. Ve biz maalesef bu süre içinde marka oluşturamadık, dağıtım kanallarını güçlü kılamadık. Bunlardan dolayı bizim kuruluşlarımız üç kuruş bedelle yabancıların eline geçiyor. Yabancı sermaye gelip bizim bankalarımızı satın alıyorsa, bizim değerlerimizi üç kuruş paraya alıyorsa bunu da durup düşünmek lazım. Onlar teknoloji getiriyorlarsa, bize dış pazarlarını açabiliyorlarsa bu ortaklık faydalı bir ortaklıktır. Geçmişte benim bu konuda deneyimlerim oldu. SEK için bir yabancı ortak geldi. Bir noktaya kadar geldik, işi büyüteceğiz. Adama dedik ki, 'Sek markası ne olacak?' 'Zaman içinde ölecek' dedi, kendi Fransız markamızı koyacağız yerine'. Peki 10 yıl sonra biz ayrıldığımızda markanın mülkiyeti kime ait? Onlara ait. Ben Türkiye'nin dağıtım kanallarını onlara açacağım, Türk insanının tanıtacağım, Türk lezzetiyle tanıştıracağım. Sen buradan kazandığın parayla sana ait markana yatırım yapacaksın ve o markanın mülkiyeti sende olacak. Öyle mi? Öyle.'Ben bu işte yokum' dedim masadan kalktım. Bugün bu sorgulamayı yapan yok.