|
|
Hrant Dink'in düşündürdükleri
Bilinçaltımda Hrant Dink'in başına gelenleri biriktirdim hafta boyunca. Yaptığım işin ne kadar manasız olduğunu düşündüm. Amerikan lisanslı bir müzik dergisinin editörüyüm. Geçen hafta yeni sayının sayfalarına gururla bakarken Hrant Dink'in vurulduğu haberiyle altüst oldum. Televizyona boş gözlerle bakarken yaptığım işin hiçbir anlamı kalmadı. Çevremde olan bitene bakınca insanların Robert Plant'in son albümü ya da James Brown'ın hayatıyla, ya da Kurban grubunun yeniden bir araya gelmesiyle ilgilenmesinin ne kadar abes olduğunu fark ettim. "Ben ne yapıyorum, hayatımız nereye gidiyor, ne yapmalı?" Hafta boyu olayları izledim, yazılanları okudum. Bu satırları yazarken, tam bir aydınlanma yaşadığımı söyleyemem ama bir şeyi fark ettim. Canice işlenen bu cinayet, anlayışsızlık, tek tiplik ve cahilliğin faşizan iktidarını yaymaya çalışan bir zihniyetin elinin altından çıkan bu toplum adına utanç verici durum karşısında hiçbir şeyin anlamı kalmıyor ki? İçinizde eminim benim gibi düşünenler vardır. "Ben şu an ne yapıyorum, neyle uğraşıyorum? Kendi hayal dünyamda, kendi yarattığım Türkiye'de kendim gibi insanlarla yaşayıp kafamı kuma mı gömüyorum?" Sonraki aşamam ise şuydu. Ben bu işi, yaptığım her neyse, devam ettirmeliyim. Çünkü benim gibi insanlar var. Biz birbirimizi bir yerlerde bulmalı, ortak zevklerimizi, düşüncelerimizi ve ilgi alanlarımızı paylaşmalıyız. Sadece kayıpların ardından ya da kavga etmek için bir araya toplanmamalıyız. Birbirimizle ancak bu şekilde yakınlaşabilir, birbirimizi böyle anlayabiliriz. Kavgayı, dövüşü ancak böyle önleyebiliriz. Aksine eskisinden daha fazla kararlı ve azimliyim artık. Bu tip olaylar insanların kendilerine ve çevrelerine olan inancını zedelemek için planlanıyor. Bu oyuna gelmeyelim.
|