|
|
|
|
Bu İngilizi çok sevdik
İngiliz toplum yaşamının vazgeçilmezlerinden olan pub'lar, 1990 yılında North Shield'ın İstanbul'da açılmasıyla ülkemizin de sevilen buluşma mekânlarından biri oldu.
İngilizlerin doğru dürüst bir mutfağı olmadığı ve ulusal yemeklerinin kızarmış fileto balık ve patates kızartmasından oluştuğu söylenir. Eskiden İngiltere'deki restoranlarda bu ülkenin mahalli yemeklerini arayanların hayal kırıklığına uğradıkları bir gerçek. Oysa restoranlarda olmasa da, İngiliz pub'larında eskiden beri çok lezzetli yemekler yenilir. Pub'lar ayrıca İngiliz toplum yaşamının vazgeçilmez buluşma mekânlarıdır. İstanbul'un ilk gerçek İngiliz pub'ı The North Shield 1990 yılında Ataköy Marina'da açıldığında, o günlerde Cağaloğlu'ndan İkitelli'ye taşınan en büyük iki gazetenin çalışanları, tıpkı İngilizler gibi iş çıkışı buraya uğramadan evlerine gitmezlerdi. Zamanla Ataköy marina başlangıçtaki pırıltısını yitirdi. Northshield de 1994'te buradan Levent'e taşındı. Ancak Northshield konsepti tutmuştu. Bu pub'ın, Türkiye'de malt viskinin tanınmasında büyük katkısı oldu. Bugün lisans anlaşmalı şubeler dışında, pub zincirini kuran Hünal Ailesi'ne ait tek bir North Shield var; Yeşilköy'de, İzleyebildiğim kadarıyla, bütün şubeler içinde en iddialı yemek mönüsü de bu pub'da. İlk açıldığında midesi kazınanlara sunulabilen tek yemek gulaş iken, bugün pek çok restoranla rekabet edebilecek zenginlikte bir mönüye sahip. Geçtiğimiz hafta sakin bir öğle yemeği için bir arkadaşımla birlikte Yeşilköy'ün yolunu tuttuk. Önce içki mönüsünü inceledik. Tam 17 çeşit bira saydım. Garson bu hafta içinde Amerika'nın en ünlü butik biralarından Brooklyn Lager'in listeye gireceğini, gelecek yıl içinde Belçika, İngiltere ve Almanya'nın çok özel biralarının getirilmesi için hazırlıkların sürdüğünü de müjdeledi.
Malt viskiler de eski günleri aratmayan zenginlikteydi. İçlerinde bir bölümü 18 yıllık olmak üzere 24 çeşit malt viski saydım. Sanıyorum diğer içki çeşitlerini de katarsam, buranın İstanbul'un en zengin içki koleksiyonuna sahip mekânı olduğunu söyleyebilirim. Yemeklere gelince salata mönüsü tam 13 çeşitten, makarna mönüsü ise 14 çeşitten oluşuyor. Ancak North Shield'in övünç mönüsü ana yemeklerle ilgili olanı. İki çeşit tavuk ve iki çeşit balık yemeği dışında tam 18 değişik et yemeği yer alıyor mönüde. Yanında hardallı ve domatesli dipler ile sunulan 300 gramlık New York Strip Steak ile safranlı rizotto ile servis edilen 350 gramlık kemikli dana etinden yapılan Osso Buco etseverler için iki başyapıt. Ama bunun da ötesi var; yanında patates püresi ile sunulan 500 gramlık dana pirzola! Kuşkusuz daha az miktarda etle yetinmek isteyenler için de mönüde seçenekler mevcut. Örneğin kırmızı şarapla marine edilmiş soğan ya da kremalı mantar sosla getirilen kare köfte, geleneksel dana schnitzel ya da kızarmış patatesle sunulan Robespierre gibi. Dana mignon, soya filizi ve ceviz ile, Cafe de Paris kızarmış patates ile, pub'ın adını taşıyan North schnitzel ıspanak ve mantarlı bir sos ile servis ediliyor. Kırmızı etten tümüyle uzak durmak isteyenlerin tercihi ise ızgara ya da schnitzel olarak hazırlanan tavuk, ızgara somon ya da yanında haşlanmış patateslerle porcini mantarlı levrek.
PATLICANLI PENNE'NİN ŞÖHRETİ... Ben başlangıçlar arasından Alman usulü mercimek, ardından da pub'ın adını taşıyan North schnitzel ısmarladım. Arkadaşım ise patlıcanlı penne'nin ardından osso buco söyledi. İkimiz de fıçı biralarımızı yudumladık. Mercimek, bizim bildiğimiz sulu çorbalardan değildi. İçinde az miktarda patates havuçla pişirilmiş ve bol sosisle servis ediliyordu. Bana İtalya'nın Toscana bölgesine özgü koyu çorbaları hatırlattı. North schnitzel ise üzerinde ıspanak ve mantarlı bir sos bulunan, adeta çatalla kesilecek kadar yumuşak iri bir dilim ızgara bonfilenin adıydı. Patlıcanlı penne de harikaydı. Garson, bu yemeğin şöhretinin müşteriler arasında giderek yaygınlaştığını fısıldadı. Arkadaşım doğru bir tercih yapmıştı. İtalya'nın Piemonte bölgesinden dünyaya yayılan osso buco ise körpe dananın incik kısmından yapılan bir yemek. İyi hazırlanırsa, tadına doyum olmaz. North Shield Yeşilköy doğrusu bu yemeğin de hakkını vermişti. Çilek soslu panna cotta ve elmalı pay ile bu pub ziyafetini noktaladık. Pek çok Türk lokantasında bile zor rastlanan nefis okkalı Türk kahvesi ise yemeğin cilası oldu.
Mutfak * * * * Servis * * * * Ambians * * * * The North Shield Yeşilköy İstanbul Caddesi, Çınar Otel yanı, Yeşilköy Tel: (0212) 574 46 36
Beğendiklerim: İstanbul'un en zengin içki mönüsünün burada bulunması belki normal karşılanabilir ama bir pub'da kentin en iyi et lokantalarıyla rekabet edebilecek zengin yemek mönüsüyle karşılaşmak hoş bir sürpriz.
Beğenmediklerim: Geleneksel pub'ların duvarları koyu renk ağaç kaplıdır ve doğal olarak en görülecek yerde de dev bir bar tezgahı bulunur. Sıradan bir restoran atmosferi arayanları bu tür loş mekanlar yadırgatabilir.
DENİZ ERBİL
|
|
|
|
|
|
|
|
|