|
|
Arnavutköy'de farklı bir ruh
İstanbul'un tarihi semtlerinden biri olan Arnavutköy, her zaman İstanbul'a yakışan kozmopolit bir mutfağın merkezi olmuş... Evliya Çelebi'nin seyahatnamesinde aktardığına göre, burada 17'nci yüzyılda sayısız meyhane varmış. 60'ların başında, meyhane geleneğine balık lokantaları eklenmiş. Bugün ise mantıdan tutun da köfte, pide ne ararsanız burada var. İşte bunların sonuncusu Boğaz'da, standart meze ve balık haricinde bir şeyler yemenin mekanı olan Garga... Garga'da eski kapılar şık masalara dönüştürülmüş. Mekan, Arnavutköy'ün geleneksel havasında değil. Bu semte farklı bir ruh getirmiş...
'Kahvaltı Garga' Kazıklı yol öncesi yalı olan dört katlı bu binada ikamet eden restoran; iç tasarımı, ışık düzeni ve en üst kattan manzarası ile harika. Hatta erkekler tuvaletinden bile Boğaz Köprüsü'nü izleme olanağınız var. Mönüde birçok spesiyali bulunduran mekan, en çok kahvaltıda iddialı görünüyor. 'Kahvaltı Garga' spesiyalinde, tıka basa doyuracak kadar peynir, reçel, kavun, ekmek geliyor. Ana yemekler de yanında mısır güveç, ıspanak ve pırasa graten gibi ufak tefek garnitürlerle geldiği için gözü de, mideyi de doyuruyor. Tatlıları yapan Bahriye Lermi, çok güzel kekler yapıyor. Ramazan olunca elinden güllaç da yiyebiliyorsunuz. Türk tadı olarak mönüde sütlaç ve limonatayı denemelisiniz. Hatta Garga şıklığı ile bulgur pilavını tavsiye ederim. Restoranın Arnavutköy'ün balık geleneğini sürdürmesi de güzel bir şey... Mevsim balıkları, ızgara balıklar, dileyene ızgara sebze ya da sumaklı soğan salatası gibi yan tatlarla veriliyor. Mekan, her gün 08.30-02.00 saatleri arasında açık.
|