|
|
Bu saatten sonra şarkının feriştahını verse ne olur!
'Kayahan'a yıllarca hiçbir yükümlülüğüm olmadığı halde maddi yardımlarda bulundum. Ne zaman buna son verdim; böyle oldu. Bu saatten sonra şarkılarının da dostluğunun da benim için hiçbir önemi kalmamıştır.
Bu röportaj fikri konserde çıktı! 'Şarkılarımı söylemesin' diyen Kayahan'a acı acı gülüp 'sevgili eski dostum' diyerek hitap ettiğinde; 'temyiz sonuçları belli olana kadar ben bu şarkıları söylerim arkadaş' diye ayağını yere vurup bir Kayahan bestesi patlattığında; espriler yapıp kahkahalar atarak izleyicisine hiç görmedikleri yüzünü gösterdiğinde; hatta muhabbeti ilerletip seyircilerle şakalaşmaya başladığında; hele performansıyla, tarzıyla, duruşuyla, enerjisiyle 50 küsur yaşın yanından bile geçmediğini kafamıza kafamıza kaktığında geçti kafamdan: Yeniden konuşmalı onunla... İş Sanat'ta iki gece üst üste verdiği konserde tek kelimeyle acayipti Nilüfer. Yeni aşk mı, umursamazlık mı, 'yeter artık' deyip patlama mıydı? Konserden bir hafta sonra buluştuk; içini döktü. 23 yıllık dostu Kayahan'ın 'şarkılarımı söyleme' resti ve dava süreci her röportaja konu olan Nilüfer, ilk kez işin perde arkasını anlattı; ilk kez 'eski dostuna' neler hissettiğini gizlemeden ifade etti. Konserlerin yenisi gelecek bu arada; ben kaçırmayın derim...
* Sahneden cevap vermeyi, polemiğe girmeyi sevmezsiniz pek. Son konserde ne oldu; 'Eh yetti artık" deyip patladınız mı? Sahnede dedim zaten; 'patladım susa susa, içime fenalık geldi' diye. Susmak, az konuşmak her zaman iyidir aslında ama...
* Bazen anlatmak, konuşmak da iyidir... Yıllarca pek çok şeyin dışında kalmaya çalıştım. Hem müzik dünyasının en göbeğinde oldum hem en dışında! İşimi iyi yapmaya çalıştım ama polemiklerin içine girmedim. İnsan ilişkileri, benim işimi yapan insanlarla da olsa yorucu geliyor bana. Kendine göre bir başarı elde eden herkes bir süre sonra egosu şişik insanlara dönüşüyor haklı olarak ve herkes kendi başarısının en önemli olduğunu düşünüyor. Bunlar çok yıpratıcı ve yorucu. Onun için ben kendi dünyamda istediğim, işime gelen şeyi yaptım, istemediğim şeyi yapmadım.
* Kendi dünyanın içinde kalabilmek zor değil mi sizin işinizde? Ben kaldım işte! Öyle yaşamayı seviyorum.
HERKES BUNA 'HAKSIZLIK' DİYOR
* O gün sahnede farklı bir Nilüfer vardı; ne oldu? Küçük bir salonda, ağır şarkılardan oluşan samimi bir konserdi. Beklentimin üstünde reaksiyon olunca deşarj oldum; artık konuşma zamanım geldi belki, ne bileyim, olamaz mı?
* Olabilir, neden olmasın... Yaş geçiyor artık, konuşayım.
* Kayahan'la ilgili mevzuda hep mesafeliydiniz; sorulduğunda olgun cevaplar verdiniz ama 20 yıllık dostluğu bitiren kavganın nedeni ne, hala kimse bilmiyor... Öyle bir dostluk yokmuş demek ki! Şimdi şöyle bir durum var; Türk halkı son derece sağduyulu bir şekilde, bana bu yapılanın haksızlık olduğu görüşünde birleşiyor. Bu benim en büyük güvencem. Bu konuyla ilgili kendimi sorgulamam için başından beri hiçbir neden olmadı. Hiçbir zaman akşam yatağa yattığımda vicdanımı sızlatacak, 'ona haksızlık ettim' diyebileceğim en küçük şey olmadı. Yapmam gereken her şeyi fazlasıyla yaptım; Türkiye'de albüm satışlarının yerlerde sürünmediği, iyi tirajlar yapıldığı dönemlerde bu değerli arkadaşıma en yüksek ücretleri ödettim plak şirketlerime. En büyük koşullarım; 'Kayahan şarkısı olacak, Kayahan'ın ücreti de budur' şeklindeydi. Ben 12-13 senelik şarkıcıyken, o ise henüz Türkiye'de çok az kişi tarafından tanınırken ona kalbimi, dostluğumu açmamı, ona elimi uzatmamı saymıyorum bile...
* Profesyonel olarak işin hakkını verdim diyorsunuz... Kesinlikle! Yalnız insanlar zannediyor ki; ben ödemekle yükümlü olduğum telifleri, paraları ödemekten kaçınmışım da onun üzerine böyle bir rest çekilmiş! Hayır efendim. Şarkıcının, yorumcunun telif ödemek gibi bir yükümlülüğü yok. Yasa diyor ki; meslek birlikleri, eser sahiplerinin hak ettikleri telifleri, yorumcuların bunu söylediği yer neresiyse gider bu paraları eser sahipleri adına toplar ve eser sahibine verir. Zaten meslek birlikleri kurulmadan önce ben bu sevgili arkadaşıma öyle bir yükümlülüğüm olmadığı halde gereken her şeyi yaptım! Neden yaptım; çünkü onu tanıdığım yıllarda maddi sıkıntılar yaşadığını gördüğüm için...
* Kayahan 'Şarkılarımı söyleme' restini yaklaşık 3 sene önce çekti. Gerekçesini de 2003 yılında SABAH'ta çıkan bir haberde; 'sizin özel hayatınıza dikkat etmediğiniz, yaşadığınız başarısızlıklardan dolayı bu şarkılara zarar verdiğiniz' şeklinde açıklamıştı. Bu ne demek? O röportajdır zaten aramızdaki ipleri kopartan... Söyledikleri yenilir yutulur gibi değildi.
* 'Neden' diye sormadınız mı? Ne soracağım ya! Ayıp denen bir şey var; senedir Türkiye'de belli bir istikrarda işini götüren bir kadına 'özel hayatına dikkat etmiyor' demek onun haddine mi düşmüş? Yani 'O şarkıları söylemeni istemiyorum' demenin altına bir şey koyması lazım, kendini aklamak için de bunları söylüyor.
* Şarkılarını sizden kıskanmış olabilir mi? Her zaman öyle bir duygusu olmuş olabilir. Büyük başarılar elde ettikten sonra bunu paylaşmak zordur. Her zaman söylüyorum; gerçekten çok güzel şarkılar yapmıştır, ben çok güzel şarkılar okudum ama benim repertuvarımın tamamı Kayahan şarkılarından oluşmuyor. Adnan Ergil var, Şehrazat var, son dönemde kendi şarkılarım var (kahkahalar) Yaz burada kahkaha attı diye... N'apiyim; bir saatten sonra gırgır geçiyorsunuz artık...
* 'Pişmanım, yanlış yaptım' derse bir gün! Olur mu? Ben gazeteye ilan verecekmişim, ondan özür dileyecekmişim. Böyle biriyle ne konuşabilirsiniz ki?
* 'Neden' diye sorun mesela! Söylüyorum neden olduğunu; yıllarca birtakım katkılarda bulundum, ne zaman ki artık bunu sürdüremeyeceğimi söyledim, böyle oldu.
* Katkı dediğiniz şey nedir tam olarak? O biliyor ama yıllarca yaptığım destekler diyelim, dostane yapılan şeyler ama 17 yıl falan sürdü. Neyse, sonuç lehime de, aleyhime de sonuçlansa artık benim için önemini kaybetti.
* Arkadaşlığa, dostluğa olan inancınızı yitiriyor musunuz böyle bir anda? Hayır. İnsan yani! İnsanoğlu yapabiliyormuş demek ki...
* Ortak dostlarınız aranız bulmaya çalışmadı mı hiç? Bu sektörde birtakım insanların bundan memnuniyet duyduğunu, birtakım insanların da müzik adına üzüntü duyduğunu biliyorum ama 20 sene aynı yastığa baş koymuş insanlar evliliklerini bitiriyor, bir anda birbirlerine yabancılaşıyor. Bizim durumumuz da öyle. Zorlamanın anlamı yok; işin bütün tılsımı gitti. Onun bana güveninin niye sarsıldığını bilemeyeceğim ama benim ona güvenim sıfıra indi. Bu saatten sonra şarkının feriştahını verse ne olur ki?
ŞİRİN SEVER
|