  |
|
İdolüm Güler Sabancı
Başaramayacağı bir şey olmadığını düşünüyor, en büyük hayali döpiyesini giymiş bir ticaret kadını olmak. Türkiye'nin en ünlü kadını Hülya Avşar'ın kız kardeşi Helin Avşar, eleştirilerin aksine tasarladığı kıyafetleri çok beğeniyor; evleneceği kişinin ahlaklı, sarışın ve kadına saygılı olmasını istiyor.
'Maymun iştahlıyım, sanayici de olmak istiyorum'
Türkiye'nin en ünlü kadını Hülya Avşar'ın kardeşliği kontenjanından hayatımıza giren Helin Avşar, son günlerde ünlülere diktiği kıyafetlerle gündeme gelse de, hedefinde sanayicilik, gazetecilik ve yemek sektörü bile var.
Bu ne maymun iştahlılık Yarabbim! Helin Avşar dergicilik, kafe işletmeciliği, oyunculuk, modacılık derken hedefinde gazetecilik, televizyon programcılığı ve döpiyesli iş kadını portresi olduğunu söylemez mi! Bu hızla giderse politikaya da bulaşır mı bulaşır valla! Acaba Helin Avşar cin mi, saf mı? Hülya Avşar'ın şöhretinin kurbanı mı? Yoksa tipik bir şımarık aile kızı mı? Bebek'te haute couture mağazası Hellist'i açınca kendimi tutamıyor, soluğu yanında alıyorum. Hem el emeği göz nuru elbiselerini yakından görmek, hem de Helin Avşar namına birikmiş ne kadar merakım varsa, gidermek istiyorum. Sağ ayakla allu pullu Hellist'ten içeri giriyor, günün kadınını beklemeye başlıyorum.
SAÇINI BEĞENMİYOR
15 dakika rötarla geliyor. Röportajın sonunda kararı siz vereceksiniz ama magazin sayfalarına yansıyanın aksine onu sıcakkanlı, saf denebilecek kadar fazla iyi niyetli, ağzından çıkanı ince eleyip sık dokumayacak kadar 'olduğu gibi' bulduğumu söylemeden geçemeyeceğim. Bu arada Helin saçını, makyajını beğenmiyor, fotoğraf çekimini ertelemek istiyor. Daha ilk dakikadan kendisini kıracak değiliz elbet. Yan yana bir kare çektiriyoruz. Fotoğraf işini yeni imajlı haline saklıyoruz. Çantamızı kaptığımız gibi yandaki Lucca'da soluğu alıyoruz. Cam kenarındaki renkli koltuklara kurulup, birer cafe latte ısmarlıyoruz veeee kayıt!
'KAFE MAFE AÇMADIM'
Tepeden konuya giriyorum ve soruyorum "Kafalardaki imaj şu; Helin eşittir Hülya Avşar'ın şımarık kardeşi, ablasının parasıyla senede beş kere yeni bir iş kurmaya çalışan, aslında çok da başarılı olmayan bir genç kadın. Söylesene kafeden modaya nasıl atladın?" İsyan ediyor, "Ben kafe mafe açmadım!" diyor. "Sadece ablamla bir açılışa gittik, üstüme kaldı. Çıldıracağım yani!" Aman daha dakika bir, çıldırmayasın!  O zaman gelelim dergiye; "Ben yaz döneminde çalışıyordum, çeviri yapıyordum. Bir çeşit stajdı işte." Tamam! Kendini tanımak istemiş olabilir. "Bu aslında hiçbir çocuğun yaz döneminde yapmayacağı bir şeydi," dedi! Bu cümle onun suçu değil tabii, etrafında ne görürse doğru bildiği de o besbelli. Yazı bırak, kışın bile hem okuyup hem çalışan yüzlerce genç var Helinim!
'SANAYİCİ OLMAK İSTİYORUM'
Başarısızlık korkusu sıfır. "Başaramayacağımı düşünmem, her şeye asılırım," diyor. Peki gelecek günlerde nelere asılacak? "Ben ticaret kadını olmak istiyorum. Evde oturmak istemem. Belki ilerde senin gibi röportaj da yaparım. Her işte olmak istiyorum." Oyy, maymun iştahlılarda inecek var sanki. "Evet, maymun iştahlılığım var." Benim bildiğim insan önce bir işte başarılı olmaya çalışır. O daha birini tamamlamadan, diğer beşinin hayalini kuruyor. Hepsi yarım kalmıyor mu? Modacıyken, yemek işine girmek nereden çıktı? Masadaki papatyalarla oynarken cevap veriyor, "Yok, öyle değil. Moda benim gerçek işim. Birikimimi başka işlere de kaydırmak istiyorum." İyi de sarı şekerim, modadan yapılan hangi birikim seni yemek sektörüne itecek anlamadım. "İleride ticarette çok başarılı olmak istiyorum. Şu anda çok yeniyim. İleride çok başarılı olursam, başka işlerde de başarılı olmak istiyorum. Benim hayallerim çok yüksek." Mesela? Biraz açsana. Şöyle devam ediyor; "Atıyorum, sanayici de olmak istiyorum. Zeytinyağı işim de var ama şu an onu güncelleştirmedim." 'DÖPİYESİMİ GİYEYİM...' Soruyorum; "Her gördüğünü yapmak mı istiyorsun?" "Hayır ilerisini gördüğüm mantıklı işleri istiyorum. En büyük hayalim ticaret kadını olmak. Döpiyesimi giyeyim, toplantı masalarında oturayım." Söylesin de bilelim; idolü kim? "İdolüm Güler Sabancı.  Onun gibi olmak istiyorum." İşte şimdi çok şaşırıyorum, aklıma Armani bile gelirdi de Güler Sabancı gelmezdi! Fakat o kadar inanarak, gözleri parlayarak söylüyor ki bunları. Bağrıma basasım gelmiyor desem yalan olur. Bir yandan da kendimi Popstar elemelerindeki jüri üyeleri gibi hissediyorum. İçimdeki Armağan Çağlayan'ı çıkartmak istemiyorum.
'BANKA KREDİSİ ALACAĞIM'
Acaba kendi parasını kazanıyor mu yoksa ablasına mı dayanıyor? "Tam anlamıyla iki senedir kendi paramı kazanıyorum. Tabii çok abartılı bir para değil, ev araba alamam; ama birey olarak benim harcamalarıma yetiyor. Zaten ben neden diğer işlere girmek istiyorum ki, kendi geleceğim için." İyi güzel de sermayeyi nereden bulacak? Gülerek cevabı veriyor "Banka kredisiii. Bu saatten sonra ablamdan para alacak değilim." Helin Avşar olmanın en kıyak yanı nedir? "Yapmak istediğimi çabuk duyurmak, zaten yüzde doksanı büyük avantaj. Herkes tanıyor, sıcak bakıyor. Ortaokulda Peri Bacaları'na gittiğimde bile tanımışlardı beni!" Kötü yanı? "Her şeyimin bilinmesi."
ABLASI AŞIRI TİTİZ
Helin Avşar 1979 doğumlu, Akrep burcu. Boyu 1.68, kilosu 47. Birkan Yetkin Lisesi'ni bitirip, İsviçre Amerikan Koleji'nde işletme okumuş. Annesiyle karşılıklı dairelerde oturuyor. Çocukluğundaki hafta sonu Belgrad Ormanı'ndaki aile pikniklerini unutamıyor. Tasarlayacağı kıyafetleri rüyasında görüyor. En beğendiği kumaş; şifon. Favori rengi kırmızı. "Keşke Gaffur'un pijamasını ben dikseydim," diyor. Hülya Avşar'ı Sharon Stone'a benzetiyor. Ablasının eve galoşla girmeye varacak kadar aşırı titizliğinden rahatsız oluyor. Disiplinli oluşuna hayranlık duyuyor. Yeğeni Zehra'yı çok zeki buluyor. Falında aşk çıkmasını istiyor. Sibel Can'ın tangayla yakalanmasını 2006'nın magazin olayı ilan ediyor. Bu röportaj da burada bitiyor!
Ayşe ÖZYILMAZEL
|
