|
|
|
Çocuklar, görüntüleri somut olarak algılayabilir
Yeditepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Arif Verimli, Saddam Hüseyin'in idamına ilişkin görüntülerle idamın ve idam edilmenin yolunun ilan edilmiş olduğunu belirterek, ''10 yaşın altındaki çocuklar, görüntüleri somut olarak algılayıp oyunlarına konu edebilirler. ABD ve Pakistan'daki olaya somutlaştırma diyebiliriz'' dedi..
AA muhabirinin konuya ilişkin sorularını yanıtlayan Verimli, Irak'ın devrik lideri Saddam Hüseyin'in idam görüntülerinin medya organlarında yer almasının toplum psikolojisi üzerindeki etkisini anlatarak, bu görüntülerin büyükler ve küçükler üzerinde ayrı etkiler oluşturacağını ifade etti.
Verimli, ''10 yaşın altındaki çocuklar, sosyal yargıları gelişmediği için bu görüntüleri somut olarak algılayıp oyunlarına konu edebilirler. 10 yaşından büyükler de sosyal yargıları biraz geliştiği için, politika ve siyaset konusunda olumsuz fikirler edinecekler'' dedi.
Kurban
Bayramı gibi bir zamanda öldürülmesi gibi ''vahşice bir sahnenin hazırlanmış olmasının'', Saddam'a karşı bir sempati oluşturacağını ifade eden Verimli, ''Bu, adalet kavramının da sarsılmasına neden olacaktır. Yetişkinler üzerindeki etkisi de ilk iş kendi üzerimdeki etkisini söyleyeyim; her ne kadar diktatör rejimi içerisinde kaç kişinin canına kıydığını kulaktan kulağa bilsek de Saddam'ın bu şekilde asılması yüreğimi acıttı'' diye konuştu.
Verimli, Iraklıların milli gururunun da incitildiğini belirterek, olayın, ABD düşmanlığını iyiden iyiye alevlendirdiği kanaatinde olduğunu söyledi. ''Kurban Bayramı gibi manevi değerlerin arttığı bir dönemde, bayramı görmeden adamın asılması, kimlikleri belli olmayan yüzleri maskeli kişilerin bunu hakaretamiz bir şekilde yapmaları, Saddam'ı acınan bir insan haline getirmiştir'' diyen Verimli, yetişkinler arasında Saddam'ın kahramanlaşacağını da kaydetti.
''ETKİLERİ KOLAY GİDERİLEMEZ''
Verimli, olayın olumsuz etkilerinin kolay giderilemeyeceğini vurgulayarak, ''Bu, o kadar zor bir durum ki hangi çocuğa, hangi adalet duygusunu, hangi milliyet kavramını nasıl anlatacağız, bunu bilmiyorum. Bunun cevabı yok. Bana çok iğrenç geliyor'' şeklinde konuştu.
ABD ve Pakistan'da Saddam'ın idam görüntülerini taklit etmeye çalışan çocukların ölmesiyle ilgili olarak da Verimli, şunları söyledi:
''Bu görüntüleri izledikten sonra böyle bir etki çocuklar arasında görülebilir. ABD ve Pakistan'daki olaya somutlaştırma diyebiliriz. Bu, çocuk için somut bir düşüncedir. Savaştan sonra Saddam'ın oyuncaklarının sokaklarda satılması gibi bu görüntüler de onların dünyasında ilgi çekici olur. Çocuklar bunu nasıl oyuna dönüştürür, kendi veya başkası üzerinde nasıl taklit eder, başkasını asar mı, bunu bekleyip göreceğiz.''
Verimli, bundan sonra da olayın genel olarak olumsuz sonuçları olacağını ifade ederek, ''Bu görüntülerle idam ve idam edilmenin yolu herkese ilan edilmiş oldu. Çoğu çocuk da bunu görmüş oldu'' dedi.
''GÖRÜNTÜLER PSİKOLOJİK SAVAŞIN BİR PARÇASI''
Görüntülerin bilinçli şekilde basına sızdırılmış olabileceğini savunan Verimli, şöyle devam etti:
''Bu olay, totaliter rejimlere yapılan bir gözdağı mı? 'Kimse Amerika'ya başkaldıramaz' şeklinde bir profil kimsenin dikkatini çekmedi. Psikolojik etki çok önemli. Yani Amerika'ya diklenmeye kalkacak insanların kafalarının dikliğini yumuşatacak olan bir psikolojik operasyon gibi geliyor bana. Bu, psikolojik savaşın bir parçası. Totaliter ve etkili insanların etkisini sıfıra indirecek bir psikolojik operasyon. Planlı yapıldığını düşünüyorum. İstenirse bu görüntülerin dışarıya sızması önlenebilirdi, herkesin cep telefonları toplanabilirdi.''
ÖĞRENCİLERİN UYUŞTURUCU ALEMİ GÖRÜNTÜLERİ
Verimli, özel bir okuldaki uyuşturucu alemi görüntülerine ilişkin olarak da şunları söyledi:
''Uyuşturucuyla mücadele için Başbakanlığa bağlı bir müsteşarlık kurulmalı. Başka bakanlıklara bağlı komisyonlar asla başarılı olamıyorlar. Kurulacak müsteşarlığın da bağımsız bir bilimsel danışma kurulu olmalı ve bir orkestra şefi yönetiminde propagandaya ihtiyaç var. Buna karşı her yöntem kullanılmalı. Bu maddeleri satanlar hangi yöntemi kullanıyorsa, biz de onu kullanmalıyız. Çocuklara şunu söylüyorum; 'Allah rızası için hiç kimsenin bunu kullanmasına izin vermeyin' dedim. Yani 'siz kullanmayın' demedim, 'kullanılmasına izin vermeyin' dedim. Uyuşturucuyla mücadelede çocukları töhmet altında bırakmayan, ama çocukları değerli birer savaşçı gibi kullanan bir propagandaya ihtiyaç var.'' Görüntülerin basına yansımasının da olayın açığa çıkması ve bu tür olayların önlenmesi için önemli olduğunu kaydeden Verimli, ''Bu görüntülerin yanında antipropagandaya da mutlaka yer verilmesi lazım. Bu da toplumun güvendiği insanlarla yapılır. Bu, artistlerle asla olmaz, bilim adamlarıyla olur'' dedi.
(AA)
|