|
Cıvık melodram olsun istemedik
|
|
* Senaryoyu önce Uğur Yücel'e götürdük; "Haydi çekelim" dedi. Ancak, bizim dışımızdaki nedenlerden dolayı o sene çekilemeyince, bu kez BKM'ye gittik. Yapımcı Necati Akpınar pek senaryo okuyamazmış. Dinleyerek seçermiş veya bir de referans üzerine okurmuş. Ama bizim senaryoyu eline aldığında bırakamamış ve bitirdiğinde hemen Yılmaz Erdoğan'ı aramış. O da Necati'nin durumunu bildiğinden çok şaşırmış ve "Sen okuyup bitirdiysen hiç sorun yok, tamamdır" demiş. Böyle başladık işte...
* 'O Tozlar Bu Çamurları Getirdi' adlı Türkiye'nin 100 yıllık panaroması olan bir roman yazıyordum aslında. 1980'li yılları anlatan 'Beynelmilel'in öyküsü de romanın dört ana arterinden birisiydi. Film yapmak istedim. O güne kadar iyi bir izleyici olmak dışında sinemayla yakından bir ilgim yoktu. Senaryo yazmayı öğrenmek için Barış Pirhasan'ın Senaryo Stüdyosu'na katıldım. (Şimdi
aynı yerde eğitmenlik yapıyor.)
YOL ARKADAŞI LAZIMDI * Senaryoda bıçak sırtı dengeler söz konusuydu. Yani absürd bir komediye kaçma tehlikesi de var, cıvık bir melodram olma tehlikesi de. Uğur hoca (Yücel) için geçerli değil ama yönetmenlerle konuşurken, bu duygunun geçtiğini hissetmeyince rahat olamıyor insan. Madem senaryo yazmayı öğrendik bari yönetmenliği de yapayım dedim. Muharrem Gülmez'i önerdiler. Senaryoyu Sidney'e gönderdik, okuduktan sonra bu yol arkadaşlığını kabul etti ve birlikte çektik.
* 12 Eylül dönemiyle yüzleşmek önemli. 'Beynelmilel'i sadece bir 12 Eylül filmi' olarak tanımlamak olmaz. Dünyanın her yerinde dayatma, dayatılma, zorla bir şeyleri empoze etme tepki alır. Film de bir dayatılma hikayesidir.
|